4. Hukuk Dairesi 2020/3052 E. , 2020/3726 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 04/07/2008 gününde verilen dilekçe ile 2330 sayılı Kanundan kaynaklanan rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 21/12/2010 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı asıl ... tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı ..."ın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;Dava, 2330 sayılı Kanun"a dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.Davacı vekili; olay tarihinde davalıların eylemi nedeniyle dava dışı polis memurlarının yaralandığını, bu nedenle yaralanan polis memurlarına 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun ve bu Kanuna dayalı olarak çıkartılan Yönetmelik gereğince tazminat ödendiğini, davalıların ceza yargılamasında görevi yaptırmamak için direnme suçundan mahkum olduğunu belirterek meydana gelen Hazine zararının davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalılara usulünce tebligat yapılmış, ancak cevap dilekçesi sunmamışlardır.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 50. ve 51. maddelerinde düzenlenmiş bulunan teselsül kuralları, birden çok kişinin birlikte bir zarara yol açması ve aynı zarardan dolayı sorumlu olmaları durumuna ilişkin olup zarara yol açanlar ile zarar gören arasındaki ilişkinin düzenlenmesine yöneliktir. Eldeki dava, rücuen tazminat istemine ilişkin olup, tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişi, bu fazla ödemesi için, diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkına sahip ve zarar görenin haklarına halef olur. Tazminatın aynı zarardan sorumlu müteselsil borçlular arasında paylaştırılmasında, bütün durum ve koşullar, özellikle onlardan her birine yüklenebilecek kusurun ağırlığı ve yarattıkları tehlikenin yoğunluğu göz önünde tutulur. Diğer bir deyişle; olay nedeniyle dava dışı polis memurlarına nakdi tazminat ödeyen davacı idare, kusuru oranında sorumlulara rücu edebilir. Şu durumda, rücuda teselsül olmayacağından, davalı ...’ın diğer iki davalı ile birlikte olayın meydana gelmesinde eşit oranda kusurlu olduğu ve davaya konu tazminattan mütesaviyen yani 1/3’er oranda sorumlu tutulması gerekirken, mahkemece açıklanan yönler gözetilmeyerek kararı temyiz eden davalının mahkemece takdir edilen zararın tamamından müteselsilen sorumlu tutulması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekirse de belirlenen bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"na eklenen "Geçici madde 3" atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu 438/7 maddesi gereğince kararın düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan “davalılardan müştereken ve müteselsilen" söz dizisinin çıkarılarak yerine "davalı ... ve ...’dan müteselsilen, temyiz eden davalı ...’dan ise 1/3 oranında” söz dizisinin yazılmasına, davalı ...’ın diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle reddi ile kararın düzeltilmiş bu biçiminin ONANMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 04/11/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.