Esas No: 2021/5500
Karar No: 2022/3526
Karar Tarihi: 03.03.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/5500 Esas 2022/3526 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, sahte fatura düzenleme suçundan mahkûm edilmiştir. Ancak, tebligat işlemi kanun ve yönetmelik hükümlerine aykırı olarak yapıldığı için verilen bu hüküm bozulmuştur. Suç tarihi 31 Aralık 2008 olarak belirlenmiştir ve olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle kamu davasının düşürülmesine karar verilmiştir. Kanunlar: Tebligat Kanunu 20, 21, 23; 6099 sayılı Kanunun 21; Yönetmeliğin 30; 7201 sayılı Kanunun 21/1. maddesi; 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e ve 67/4. maddeleri; 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi; 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi; 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenleme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Tebligat Kanunu'nun 20 ve 6099 sayılı Kanunla değişik 21, 23 ve özellikle bu Kanunun uygulanmasına dair Yönetmeliğin 30. maddesi uyarınca; adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine meşruhat verilerek çıkarılan tebligatlar hariç olmak üzere, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste sürekli olarak bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir. Gösterilen koşul geçerlilik koşuludur. Anılan kanun ve yönetmelik hükümleri uyarınca beyanda bulunan ilgilinin imzadan imtina hakkı bulunmakta ise de isimden imtina hakkı bulunmamaktadır. Somut olayda, sanığa gerekçeli kararın tebliğine ilişkin evrakta haber verilen komşunun imzası veya imzadan kaçınmaya ilişkin beyanının yer almadığı bu hali ile yapılan tebligatın, 7201 sayılı Kanun'un 21/1. maddesi ile Yönetmeliğin 30. maddesi hükümlerine aykırı olduğu anlaşılmakla; sanığın hükümden sonra atadığı müdafisinin 09.05.2016 tarihinde verdiği temyiz dilekçesinin süresinde olduğu kabul edilerek ve suç tarihinin, en aleyhe kabulle "31.12.2008" olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Sanık hakkında defter, kayıt ve belgeleri gizleme suçundan da kamu davası açıldığı ancak mahkemece hüküm kurulmadığı anlaşılmakla, bu suç yönünden mahallinde hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
Sanığa yüklenen “2008 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçunun Kanundaki cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının, suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği ve bu itibarla Cumhuriyet savcısı ile sanık müdafisinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanun’un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE, 03.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.