Taraflar arasında görülen tedbir nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dilekçesinde, davalı ile evli olup ayrı yaşadıklarını 2012 doğumlu müşterek çocuklarının bulunduğunu, davalının kötü muamelesi nedeni ile evden ayrılmak zorunda kaldığını beyan ederek, kendisi için 200 TL ve çocuk içinde 200 TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, davacı kadın yönünden davanın reddine; müşterek çocuk yönünden ise aylık 100 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir. 4721 sayılı MK.nun 195.maddesi uyarınca, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilir. Hakim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine Kanunda öngörülen önlemleri alır. Aynı yasanın 197.maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetime ilişkin önlemleri alır. Buna göre davacının ayrı yaşamada, haklı olup olmadığının araştırılması ve "ayrı yaşamada haklılık" olgusunun kanıtlanması gerekir. Somut olayda; davacı ayrı yaşamada haklı olduğunun ispatı hususunda tanık deliline başvurmuş,dinlettiği tanıkların beyanları ile de, ayrı yaşamda haklılığını ispat etmiştir. Buna göre, davacı kadın hakkında davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Diğer yandan; mahkemece müşterek çocuk yönünden aylık 100 TL tedbir nafakasına hükmedilmiştir. Mahkemece yaptırılan ekonomik ve sosyal durum araştırmasına göre, davacı ev hanımı olup gelirinin bulunmadığı, davalının ise işçi olup, aylık 1.500 TL gelirinin bulunduğu anlaşılmıştır. Bu durum karşısında,dava konusu olayda, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, tedbir nafakasının niteliği, günün ekonomik koşulları ,müşterek çocuğun ihtiyaçları ve davalının belirlenen gelir durumu nazara alındığında, hükmolunan nafaka miktarı az olup, TMK"nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamış olup, hükmün bu nedenle de bozulması gerekmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.