11. Hukuk Dairesi 2013/5001 E. , 2015/711 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada.... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 01/11/2012 tarih ve 2008/780-2012/241 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 20/01/2015 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ....... ve davalılardan...vekili Av. .....dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi....tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin oğlu...."in sonradan ortağı olduğu davalı...i"nin davalı Banka nezdindeki kredibilitesini artırmak amacı ile 18.07.2007 tarihinde vadesiz hesap açtırdığını, oğlu...."in 20.08.2007 günü davalı bankaya gittiğini, banka çalışanı olan davalı ..."in oğluna 750 USD"nin faiz olduğu belirtilerek ödendiğini, hesabın vadeli olmadığının öğrenilmesi üzerine müvekkilinin yaptığı araştırma sonucunda 23.07.2007 tarihinde sahte bir talimat ile davalı şirketin aynı banka şubesinde bulunan hesabına 200.000 -USD nin yatırıldığının belirlendiğini, banka aracı kılınarak yapılan bu sahtecilik ve dolandırıcılık eylemleri yüzünden müvekkilinin zarar gördüğünü, şube müdürü davalı ... ve müşteri temsilcisi davalı ..."in banka teftiş kurulunun durumu öğrenmesi nedeni ile davacıya aşırı baskı yaptıklarını, oğlunun hapse gireceğini belirterek korkuttuklarını ve bu yüzden örneği verilmeyen bir belge imzalamak zorunda kaldığını, 21.09.2007 tarihli belgenin BK"nun 99/2. maddesi karşısında geçersiz olduğunu, bankanın objektif özen görevini açıkça kötüye kullandığından adam çalıştıran sıfatı ile zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerek, şimdilik 200.000 USD temerrüt faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Banka vekili, yapılan tüm işlemlerin davacının talimatına uygun olarak gerçekleştirildiğini, davacının iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davanın 1 yıllık sürenin sonrasında açıldığını, ikrah için aranan koşulların oluşmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalılar ... vekili ile davanın husumet ve esas yönünden reddini savunmuştur.
Davalı ..., davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket, davaya cevap vememiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlara göre, virman talimatında davacı adına atılan imza kabul edilmemekle birlikte belge aslı bulunamadığından bu yönde bilirkişi incelemesi yapılamadığı, davacının itiraz ettiği 23.07.2007 tarihli virman işleminden sonra aynı hesabından 20.08.2007 tarihli yeni bir virman talimatı ile işlem yapmış olmakla hesabının mevcut durumunu bilmesi gerektiği, 20.08.2007 tarihinde yapılan işlem sırasında daha önce yapılan virman işlemi öğrenilmiş ise de hiçbir itirazda bulunulmadığı, davacmın tehdit ve ikrah ile düzenlendiğini bildirdiği ve imzası davacı tarafından kabul edilen 21.09.2007 tarihli belge aslı incelendiğinde; davacının 23.07.2007 tarihinde 200.000 USD"nin davalı şirkete ödenmesine ilişkin virman işlemini kabul ettiği, talimatı doğrultusunda işlem yapıldığını bildirdiği, bankanın bu virmandan dolayı herhangi bir borcunun bulunmadığını açıkladığı, işbu davada 21.09.2007 tarihli belgenin iptali yönünde bir talepte de bulunulmadığı, tehdit ve ikrah ile belgenin düzenlendiği iddiasının iptal istemini içerdiği kabul edilse bile, görülmekte olan davanın BK"nun 31. maddesindeki 1 yıllık hak düşürücü süresi içinde açılmadığı, tehdit ve ikrah altında bu belgenin düzenlendiği iddiasının somut delillerle kanıtlanamadığı, 21.09.2007 tarihli belge içeriğine göre davacının sahte olarak düzenlendiğini iddia ettiği 23.07.2007 tarihli virman talimatından haberdar olduğu, bu talimatın kendisi tarafından imzalanmasa dahi yapılan işlemlere icazet verdiği, aynı hesaptan daha sonra yapılan 20.08.2007 tarihli virman talimatı davacının kabulünde olup, daha öncesine ait olan 23.07.2007 tarihli virman talimatından haberdar olduğunun, işleme icazet verdiğinin kabul edilmesi gerektiği, 23.07.2007 tarihli virman talimatındaki imzanın davacıya ait olup olmaması sonucu değiştirmeyeceği, banka görevlileri olan davalıların şirketin diğer ortağı ile birlikte hareket ederek sahtecilik ve dolandırıcılık eylemini gerçekleştirdikleri iddiasının kanıtlanamadığı, davacının davalı Banka nezdindeki vadesiz hesabından 23.07.2007 tarihinde davalı şirketin aynı şubedeki hesabına davacının bilgisi dahilinde 200.000 USD"nin gönderildiği, davacı tarafından daha sonra düzenlenen 21.09.2007 tarihli belge içeriğine göre, davacının yapılan işleme icazet verdiği, bu belgenin davacının iradesi sakatlanarak düzenlendiğine ilişkin iddianın kanıtlanamadığı gibi davanın BK"nun 31. maddesinde gösterilen 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı Banka"ya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 6,55 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 20/01/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.