Esas No: 2011/2391
Karar No: 2011/4931
Karar Tarihi: 12.04.2011
İsim Tashihi - Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2011/2391 Esas 2011/4931 Karar Sayılı İlamı
18. Hukuk Dairesi 2011/2391 E., 2011/4931 K.
18. Hukuk Dairesi 2011/2391 E., 2011/4931 K.
- İSİM TASHİHİ
- 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 27 ]
- 5490 S. NÜFUS HİZMETLERİ KANUNU [ Madde 36 ]
"İçtihat Metni"
Davacı dava dilekçesinde, kızının nüfus kaydında "İrem" olan adının "İrem Serra" olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı dava dilekçesinde, çocuğu İrem"in nüfus kütüğündeki adına Serra adı da eklenmek suretiyle kaydın İrem Serra olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece davacının göstereceği tanıkların davacının talebine aykırı beyanda bulunmalarının mümkün olmayacağı, tanık dinlenmesinin davayı uzatmaktan başka bir yarar sağlamayacağı, kişinin dilediği ismi kullanmasının anayasal bir hak olduğu gerekçesiyle tanık dinlenmeden ve delil toplanmadan davanın kabulüne karar verilmiştir.
5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu"nun 36. maddesine ve Türk Medeni Kanunun 27. maddesine göre açılan bu tür davalar niteliği itibarıyle kamu düzenini yakından ilgilendiren davalardır. Nüfus Sicilleri Devletin özel önem atfettiği belge ve kayıtlardır. Bunların doğruluğu kamu düzeni ile ilgili olup, Hakim doğru sicil oluşturmak mecburiyetindedir. Nüfus sicilindeki bir kaydın değiştirilmesini yasa özel kurallara bağlamıştır. Bu konuyu düzenleyen Türk Medeni Kanunu 27. maddesi; adın değiştirilmesini, ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebileceğini öngörmüştür. Bir kimsenin doğumunda o kişinin velisi, doğan kişiye yasalara aykırı olmamak kaydıyla dilediği adı vermekte serbesttir.
Ancak, doğum tutanağı düzenlenip bu ad nüfus kütüğüne işlendiği takdirde bunun değiştirilmesi yukarıdaki yasa hükmünde de değinildiği gibi ancak haklı bir sebebin varlığı ile mümkündür. Buradaki haklı neden adının düzeltilmesi istenenin almak istediği yeni adla çevresinde, arkadaşları arasında tanınıp bilinmesine bağlıdır. Bu durumun kanıtlanması için tanık beyanlarına başvurmak bir zorunluluktur.
Davacı dava dilekçesinde tanık beyanına dayandığına göre davasını kanıtlayıp kanıtlamadığının saptanması bakımından bu gibi delillerin toplanması gerekir. Mahkemece tüm bu hususlar gözönünde bulundurulmadan hukuki olmayan gerekçelerle ve eksik incelemeyle davanın kabulü yolunda hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 12.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.