9. Ceza Dairesi 2015/12066 E. , 2017/355 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma,
kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : 1-Sanık ... hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkumiyet
2-Sanık ... hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri
3- Sanık ... hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-Sanık ... hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan verilen karara ilişkin yapılan incelemede;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun Dairemizce de benimsenen 20.03.2012 tarih ve 2011/785-2012/101 sayılı kararında açıklandığı üzere "kullanmak için uyuşuturcu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma" suçundan dolayı, TCK"nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen " tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına" ilişkin kararın, sözü edilen fıkraya 6217 sayılı Kanun"a eklenen cümlenin yürürlüğe girdiği 14.04.2011 tarihinden önce ya da sonra verilip verilmediğine bakılmaksızın, temyiz değil itiraz kanun yoluna tabi olması nedeniyle inceleme yapılmasına yer olmadığına gereğinin merciince yerine getirilmesine,
2-Sanık ... hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen hükme yönelik yapılan incelemede ;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 07.06.2011 tarih, 2011/2-60 esas ve 2011/126 karar sayılı kararında da belirtildiği üzere sanığın adli sicil kaydında yer alan ve 5237 sayılı TCK"nın 58. maddesi uyarınca tekerrür hükümlerinin uygulanmasını gerektiren mahkûmiyete ilişkin olarak hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren yasa hükümleri uyarınca uyarlama yapılıp yapılmadığı ve uyarlama yargılamasının kesinleşip kesinleşmediğine ilişkin araştırmanın infaz aşamasında yapılmasının olanaklı olduğu anlaşıldığından tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Sanık hakkında hüküm kurulurken TCK"nın 53/1. maddesi uygulanmamış ise de, madde ile düzenlenen hak yoksunluğu kazanılmış hak teşkil etmeyip, güvenlik tedbiri niteliğinde bulunduğundan kasten işlenen suçtan dolayı verilen hürriyeti bağlayıcı cezanın kanuni sonucu olarak her zaman uygulanması mümkün görülmüştür.
Samsun Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü ve Ankara Adli Tıp Kurumu"nca suça konu maddelerden alınan numunelerin müsaderesi hakkında mahkemece her zaman karar verilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılama sonunda aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda tartışılıp sanığın suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık ve müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
3-Sanık ... hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan kurulan hükme ilişkin yapılan incelemeye gelince;
Mevcut belge ve deliller, hükümden sonra 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrası ve aynı Kanun"un 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanun"un geçici 7. maddesinin, olaya tatbik kabiliyeti bulunup bulunmadığının tesbiti açısından yeterli görülmediğinden, öncelikle, sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı başka dava olup olmadığı, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra;
a)Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı
sırasında işlemiş ise, 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” ,
b) Sanık hakkında aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değilse, bu suç nedeniyle tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan sanık hakkında, 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değişik TCK"nın 191. maddesi ve aynı Kanun"un 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanun"un geçici 7. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına”,
c)Sanık hakkında aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değilse, bu suç nedeniyle tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulandıktan sonra, yükümlülüklerini ihlal ettiği iddia edilen sanık hakkında, 6545 sayılı Kanun"un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 7. maddenin 3. fıkrası uyarınca, yargılamaya devam olunarak, suç tarihi itibarıyla, TCK"nın 191. maddesi çerçevesinde bir karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, 27.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.