7. Ceza Dairesi 2014/21379 E. , 2015/15690 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5411 sayılı kanuna muhalefet
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
5411 sayılı Yasa"nın 160/2.maddesinde "Suçun, zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlenmesi halinde faile oniki yıldan az olmamak üzere hapis ve yirmibin güne kadar adli para cezası verilir; ancak, adli para cezasının miktarı bankanın uğradığı zararın üç katından az olamaz. Ayrıca meydana gelen zararın ödenmemesi halinde mahkemece re"sen ödettirilmesine hükmolunur." şeklinde düzenlemenin yer alması karşısında, 5237 sayılı TCK"nun 61/1. maddesi uyarınca temel hapis ve gün adli para cezası belirlenip, yine uygulanma koşulları oluşmuş ise anılan yasanın 61/4. Maddesi uyarınca bu cezalardan artırım ve indirim yapıldıktan sonra, hürriyeti bağlayıcı ceza ile birlikte hükmedilen sonuç adli para cezasının, ödenmemiş zararın üç katından az olması halinde bu miktara yükseltilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hatalı uygulama yapılmak suretiyle eksik miktarda adli para cezasına hükmedilmesi, temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır.
Yine, yeterli gerekçe gösterilmeden, hükmolunan gün adli para cezası 5237 sayılı TCK"nun 52/2. maddesi uyarınca 1 gün karşılığı 100 TL"sından paraya çevrilip, sonuç olarak 10.600,00 TL adli para cezası tayin edilmiş ise de, esasen hükmedilmesi gereken sonuç adli para cezasının ödenmemiş zarar olan 4.099,00 TL"nın 3 katına denk gelen 12.297,00 TL olması karşısında, anlatılan şeklide yapılan uygulamanın dahi sanık lehine olduğu gözetilerek, bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan duruşmaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, gösterilen gerekçeye ve takdire göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 280,00 TL nispi temyiz onama harcının sanıktan alınmasına, 06/05/2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
... A.Ş. Merter Şubesi"nde şef yardımcısı olarak görev yapan sanığın, bankada çalıştığı sırada,...isimli emeklilere verilmek üzere banka şubesine gönderilmiş olan, ancak hesap sahipleri vefat ettiği için alınmayan ve diğer servis çalışanları ile birlikte sorumluluğunda bulunan 4 adet hesapla ilişkili 3 adet banka kartını aldığı ve bu kartları kullanarak muhtelif tarihlerde muhtelif şube ATM’lerinden para çektiği, bu kapsamda mudi .. hesabından 787.500.000 TL, mudi ..."ün hesabından 1.456.000.000 TL, mudi ..."ın hesabından ise 916.505.560 TL olmak üzere toplam 3.210.005.560 TL (3.210,00 TL) banka parasını temellük ettiği, böylece zincirleme olarak nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği iddiası ile açılan davanın yargılaması sonucunda, sanık hakkında 5411 sayılı Yasa"nın 160/2. maddesi uygulanmak suretiyle nitelikli zimmet suçundan mahkumiyet kararı verilmiş ise de,
Mahkeme tarafından, mudilerin hesaplarıyla ilgili banka kartlarına ilişkin başvuru belgelerinin olup olmadığının bildirilmesi, var ise bu belgelerin asılları ile eklerinin çıkartılarak gönderilmesi, yine sanığın görev yaptığı süre içerisinde kendisine verilen şifreleri ihtiva eden karar defterinin ilgili sayfalarının tasdikli suretlerinin gönderilmesi için banka şubesine yazılan müzekkerelere bu belgelere ulaşılamadığına ilişkin cevaplar verilmiş olması, banka nezdindeki kartların mudilere teslimine ilişkin çizelgelerde, dava konusu banka kartlarının ilgililerine teslim edildiğini gösterir imza hanelerinin boş olması ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın eylemini "bankayı aldatacak ve fiilin açığa çıkmamasını sağlayacak her türlü hileli faaliyette bulunmak suretiyle" işlediğine dair yeterli bilgi ve belgelerin bulunmadığı, ilk incelemede ortaya çıkabileceği, şüpheli hususların sanık lehine yorumlanması gerektiği, buna göre, sanığın sübut bulan eyleminin bir süre yürürlükte bulunan 4389 sayılı Yasa"nın 22/3. maddesinde düzenlenen basit zimmet suçuna uyduğu gözetilerek;
Suç tarihi itibariyle temyiz inceleme gününde, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK"nun 102/3 ve 104/2. maddelerinde öngörülen zamanaşımı tamamlanmış bulunduğundan, hükmün bozularak, anılan maddeler gereğince sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum.