23. Hukuk Dairesi 2011/4891 E. , 2012/1119 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinin tespiti ve çıkma kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekilleri Av. ..., Av. ... ve Av. .... gelmiş davalı tarafından gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi iken aidatlarını çoğunlukta düzenli olarak ödediğini, ancak son birkaç aidatın ekonomik sıkıntıları nedeniyle ödeyemediğini, davalı kooperatif yönetimi ile görüşüp birikmiş aidatlarını en kısa süre içinde ödeyeceğini bildirdiğini, bu hususun davalı tarafça anlayışla karşılandığını, daha sonra davalı tarafından müvekkiline ihtarnameler keşide edildiğini, ancak müvekkiline usulen tebliğ edilmediğini, tebligat parçalarındaki imzaların müvekkiline ait olmadığını, davalı kooperatif yönetim kurulunun 28.08.2006 tarihli 2006/2-c sayılı kararı ile müvekkilinin ortaklıktan çıkarıldığını, buna ilişkin ihtarnamenin 06.09.2006 tarihinde keşide edildiğini, ancak bu ihtarlarında usulen tebliğ edilmediğini, davalı kooperatif yöneticileri ile görüşme yapıldığında bu kararın formalite olduğu, aidatların ödenmesi halinde ortaklık durumunun mevcut hali ile devam edeceğinin bildirildiğini, bunun üzerine müvekkilinin tüm aidatı ödediğini, davalı yöneticilerin sürekli olarak müvekkilini oyaladıklarını ve kandırdıklarını, bu nedenle 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 16. maddesindeki sürenin işlemeyeceğini ileri sürerek, müvekkilinin ortaklıktan çıkarılma kararının iptali ile kooperatif üyesi olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının müvekkili kooperatif üyesi iken Kasım 2005 tarihi itibariyle borcunu ödememesi üzerine kendisine ... 15. Noterliği kanalı ile 19.01.2006 ve 01.03.2006 tarihinde birinci ve ikinci ihtarnameler gönderildiğini ve usulen tebliğ edildiğini, ancak davalının borcunu ödememesi üzerine yönetim kurulunun, 28.08.2006 tarihli kararı ile davalının üyelikten ihracına karar verildiğini, bu kararın davacıya 14.09.2006 tarihinde noter kanalı ile tebliğ edildiğini, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 16/2 ve anasözleşmeni 14/2 maddeleri uyarınca davacının 3 ay içinde genel kurul nezdinde itiraz etmediği gibi dava da açmadığını savunarak, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya içeriğine göre, davacının davalı kooperatifin üyesi iken aidatlarını ödememesi üzerine davalı tarafça davacı adına birinci ve ikinci ihtarnameler keşide edilip davacının daimi işçisi dava dışı şahsa 26.01.2006 ve 09.03.2006 tarihinde tebliğ edildiği, davacının borcunu ödememesi üzerine davalı kooperatif yönetim kurulunun 28.08.2006 tarihli kararı ile davacının ortaklıktan çıkarıldığı, bu işlemin de davacıya ihtaren 14.09.2008 tarihinde aynı işyerinde çalışan daimi işçisine tebliğ edildiği, yapılan tebligatların 7201 Tebligat Kanunu"nca uygun olduğu, çıkarılma kararının 15.12.2006 tarihinde kesinleştiğini, davacının 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 16. maddesi uyarınca üç aylık hak düşürücü süreden sonra dava açtığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı adına gönderilen birinci ve ikinci ihtarname ile çıkarılma kararı, davacıya Tebligat Kanunu"nun 21 ve Tebligat Tüzüğü"nün 28. maddelerine aykırı olarak tebligatı alacak kişinin adreste bulunmama sebebi yazılmadan yapılan tebligat kanuna uygun olmadığı gibi, davacı tarafın tebliğ yapılan adreste kalmadığı ve tebliğ yapılan işyeri ile bir organik bağlarının bulunmadığını bildirmesine rağmen bu iddia üzerinde de durulmaması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir olunan 900,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 16.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.