7. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/28392 Karar No: 2016/1187 Karar Tarihi: 26.01.2016
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2015/28392 Esas 2016/1187 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2015/28392 E. , 2016/1187 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava Türü : Alacak
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Davacı, 1996 tarihinde davalı firmada şirket müdürü olarak çalışmaya başladığını, 2004 yılından itibaren, üst düzey yönetici olarak çalışmasını sürdürdüğünü, 2009 yılı Haziran ayında emekliliğe hak kazanmış olmasına rağmen 01.06.2010 tarihine kadar çalışarak bu tarihte işten ayrıldığını iddia ederek, kıdem tazminatı ile fazla çalışma, ulusal bayram genel tatil, yılık izin ve hafta tatili alacaklarının tahsilini istemiştir. Davalı davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece davanın reddine dair verilen karar Dairemizce “ davacının iş ilişkisi kapsamında davalı şirkette çalıştığı dönem tereddüte yer vermeyecek şekilde belirlenerek, davacının işçilik alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği ” gerekçesiyle bozulmuş ve mahkemece bozma kararına uyulmuştur. Savunma hakkı Anayasa’mızın hak arama hürriyeti başlıklı 36. maddesinde "Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir." düzenlemesi ile açıkça hüküm altına alınmıştır. İddia ve savunma hakkı, 6100 sayılı HMK"nun hukuki dinlenilme hakkı başlıklı 27. maddesi ile usül hukukumuza yansıtılmıştır. Anılan maddenin birinci fıkrasında davanın taraflarının kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkın sahip oldukları belirtildikten sonra maddenin ikinci fıkrasında bu hakkın "açıklama ve ispat hakkını da içerdiği vurgulanmıştır. Davanın taraflarının, usül hukuku hükümlerine aykırı olarak ispat hakkını kullanmalarının kısıtlanması, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurur. Tanık beyanları takdiri delillerdendir. Davanın konusu ve istekler dikkate alındığında sonuca etkilidir. Mahkemece 23.11.2011 tarihli ara kararla tanık sayısı 2 ile sınırlanmıştır. Davacı vekili tarafından 4 tanık bildirilmesine ve tüm tanıklara davetiye çıkarılarak hepsinin duruşma salonunda hazır olmasına rağmen 18.04.2012 tarihli duruşmada mahkemece tutanağın başına davacının 4 tanığına yanlışlıkla davetiye çıkarıldığının belirtildiği davacı vekilinin, davacı tanığı tanık .... ve ......’yı öncelikle dinletmek istediğini belirtmesi üzerine bu tanıkların dinlendiği, diğer tanıkların hazır olduğu da bildirilmesine rağmen mahkemece tanık anlatımları yeterli olduğundan tarafların diğer tanıklarının dinlenmesine yer olmadığına karar verilmiş olması suretiyle açıkça davacı tarafından vazgeçilmeden tanık sayısının sınırlanması savunmanın kısıtlanması sonucunu doğurur. Davacının tüm tanıkları dinlenilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalı olup bozma nedenidir. SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının tüm, davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine, 26.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.