
Esas No: 2016/10381
Karar No: 2016/9792
Karar Tarihi: 12.12.2016
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/10381 Esas 2016/9792 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU
...
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 112 ada 5 parsel sayılı 576.46 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, ... tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca ... sınırları dışına çıkarıldığı şerhi yazılarak bahçe vasfıyla ... adına tespit edilmiştir. Davacı ... taşınmazın kendi fiili kullanımında bulunduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; davacının dayanağı olan satış senedinin her yere uyabilecek olması ve belediye kaydının da bulunmadığı gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Ne var ki, 3402 sayılı Yasa"nın Ek-4 maddesinde yer olan düzenlemeye göre lehine kullanım şerhi verilebilmesi için kişinin taşınmazda fiilen kullanıcı olması yeterli olup, yazılı belge zorunluluğu bulunmamaktadır. Her ne kadar keşifte dinlenilen davacı tanıkları davacının zilyet olduğunu belirtmişlerse de, kullanımın ne şekilde sürdürüldüğü somut olarak sorulup saptanmamış, ziraatçi bilirkişiden de taşınmazın niteliği ve kullanım şekli konusunda rapor alınmamıştır. O halde, davanın açıldığı tarihten sonra 25. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2013/753 Esasına kayıtlı dava dosyası üzerinden yapılan yargılama sonucunda çekişmeli taşınmazın tapu kaydına dava dışı şahıslar lehine şerh verilmesine karar verildiği anlaşıldığına göre mahkemece öncelikle dava konusu taşınmazın güncel tapu kaydı getirtilmeli, dava tarihinden sonra taşınmaz üzerinde lehine zilyetlik şerhi verilen şahısların davaya dahil edilmesi sureti ile taraf teşkili sağlanmalı, bundan sonra taşınmaz başında yerel bilirkişi ve taraf tanıklarının katılmı ile keşif yapılmalı, yapılacak olan keşifte çekişmeli taşınmazın tespit tarihi itibari ile kim tarafından ne suretle ve neye istinaden kullanıldığı etraflıca sorulmalı, beyanlar arasında meydana gelecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yaptırılmak sureti ile giderilmeli, kullanım konusunda ziraatçi bilirkişiden de rapor alınıp, bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek hüküm kurulmalıdır. Mahkemece belirlenen hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 12.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.