11. Hukuk Dairesi 2014/2631 E. , 2015/685 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada...... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 07/10/2013 tarih ve 2010/500-2013/247 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 20.01.2015 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalılardan ....vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ..... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, 26.08.2003 tarihli temlikname ile.....’un davalılardan olan “doğmuş munzam zararları ile ileride doğacak munzam zararları ve buna bağlı dava haklarını” müvekkiline temlik ettiğini, alacağını davacıya temlik eden.....’un bonolardan kaynaklanan alacağını tahsil amacı ile davalılar aleyhinde icra takipleri başlatıldığını, ancak borçluların çeşitli yöntemlerle alacağın tahsilini geciktirdiğini, ilk takip tarihi ile 01.05.1997 tarihleri arasındaki faizi aşan (munzam) zararın tahsili için ..... Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2000/1394 Esas sayı ile açılan davada munzam zararın 01.05.1997 tarihine kadar hesaplandığını, hükmedilen tazminatın 19.11.2003 tarihinde tahsil edildiğini ileri sürerek, 01.05.1997-19.11.2003 tarihleri arasındaki munzam zararın tespiti ile şimdilik 50.000 YTL’nin 19.11.2003 tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava edilmiştir.
Davalı....... vekili ile davalı ... davanın zamanaşımı süresinde açılmadığını, davacının zarara uğradığını kanıtlaması gerektiğini, enflasyon artışının ileri sürülerek munzam zarar talep edilemeyeceğini, davacı alacağını tahsilde davalı tarafın kusuru olmadığını, davacı tarafa toplam ödenen bedel dikkate alındığında davacının bir zararı da olmadığını savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, davanın reddine ilişkin verilen karar davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce "ülkemizde talep tarihine ilişkin yıllarda süregelen yüksek enflasyon ve bunun sonucu para değerindeki düşmeler ve alacaklının alacağını geç alması nedeniyle bundan oluşan zararını BK"nın 105. maddesi hükmü kapsamında talep etmesinin mümkün olduğu, bu tür davalarda mahkemece yapılacak işin borçlunun temerrüde düştüğü tarihten, ödemenin gerçekleştirildiği güne kadar geçen süre içerisinde gerçekleşen yıllık enflasyon artış oranını, bu oranın eşya fiyatlarına yansıma durumu, mevduat ve Devlet tahvillerine verilen faiz
oranları, Türk Lirası karşısında döviz kurlarına ilişkin değişiklik listeleri getirtilerek tüm bu unsurların toplanarak ortalamasının alınmak suretiyle alacaklının maruz kaldığı zarar miktarının belirlenmesi ve bulunacak miktarın BK"nın 43. maddesi çerçevesinde değerlendirmeye tabi tutulması ve bu zarar miktarından davacının alacağını tahsil ederken alması gereken temerrüt faizi miktarı düşülerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davacının munzam zararının 22.896,00 TL olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile anılan bedelin temerrüt faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalılar vekilinin ise aşağıdaki bent kapsamı dışındaki diğer diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava, munzam zararın tazmini istemine ilişkin olup, Dairemizin bozma kararında davacının uğradığı munzam zararın tesbiti için “borçlunun temerrüde düştüğü tarihten, ödemenin gerçekleştirildiği güne kadar geçen süre içerisinde gerçekleşen yıllık enflasyon artış oranı, bu oranın eşya fiyatlarına yansıma durumu, mevduat ve Devlet Tahvillerine verilen faiz oranları ve döviz kurlarındaki artış oranlarının toplamının ortalaması alınmak suretiyle davacının maruz kaldığı zarar miktarının belirlenmesi ve bulunacak miktarın BK"nın 43. maddesi çerçevesinde değerlendirmeye tabi tutulması ve bu zarar miktarından davacının alacağını tahsil ederken alması gereken temerrüt faizi miktarı düşülerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği" belirtilmiş olup, her ne kadar mahkemece bozma ilamında belirtilen unsurların ortalaması alınarak davacının zararı miktarı belirlenmiş ise de mahkemece BK"nın 43. maddesinin değerlendirilmemiş olması doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalılar vekilinin ise sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalılar yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine, istek halinde aşağıda yazılı 363,30 TL harcın temyiz edene iadesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz eden davalılara iadesine, 20.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.