Taksirle yaralama suçundan suça sürüklenen çocuğun mahkûmiyetine ilişkin hüküm, müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, suça sürüklenen çocuk müdafinin tüm, katılan vekilinin ise sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; Sürücü belgesi bulunmayan suça sürüklenen çocuğun sevk ve idaresindeki araç ile, meskun mahalde, bölünmüş, tek yönlü, asfalt, kuru, düz, eğimsiz yolda seyir halinde iken, hızı ve acemiliği nedeniyle direksiyon hakimiyetini kaybedip orta refüj üzerinden karşı şeride geçip, karşı yönden gelen otomobil ile çarpışması şeklinde gerçekleşen olayda; suça sürüklenen çocuğun 30/05/2013 tarihli duruşmada, müdafii huzurundaki araç kullanmayı çok iyi bilmediğini, daha önce açık alanlarda araç kullanmadığına ilişkin beyanı, kaza tespit tutanağındaki suça sürüklenen çocuğun kullandığı araca ait 32 metre fren izinin bulunduğuna ilişkin tespit karşısında, araç kullanma becerisi yeterince gelişmemesine rağmen, meskun mahalde aşırı hızlı araç kullanan suça sürüklenen çocuk hakkında bilinçli taksir koşullarının oluştuğu gözetilmeksizin cezasından bilinçli taksir nedeniyle artırım yapılmamak suretiyle eksik ceza tayini, Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu sebeple yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 29/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.