2. Hukuk Dairesi 2021/4444 E. , 2021/6028 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından, kusur belirlemesi, maddi ve manevi tazminat talebinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak taraflarca karşılıklı açılan boşanma davalarının, ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, erkeğin tam kusurlu olduğunun kabulüyle, erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüne ve ferilerine karar verilmiştir. Hükme karşı davalı-karşı davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, istinaf incelemesini yapan bölge adliye mahkemesince, davalı-karşı davacı erkeğin evin geçim giderleri ile ilgilenmediği, davacı-karşı davalı kadının ise eşinin önceki evliliğinden olan çocuklarına kötü davrandığı gerekçesiyle tarafların eşit kusurlu olduğuna ve kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından temyiz edilmiştir. Bölge adliye mahkemesince davacı-karşı davalı kadına eşinin önceki evliliğinden olan çocuklarına kötü davrandığı vakıası kusur olarak yüklenmişse de, tanık Elanur’un beyanları sebep ve saiki açıklanmayan, inandırıcı olmaktan uzak, soyut izahlardan ibaret olup, “...abim annemden ayrı büyüdüğümüz için pek temiz değildi, yemekten sonra ellerini yıkamayınca kavga çıkardı, davacı abimi izlerdi, elini yıkayıp yıkamadığını takip ederdi...” şeklindeki ifadeler her anne ile çocuk arasında yaşanabilir normal davranışlar olduğu gibi yine davacı-karşı davalı kadının erkeğin ilk evliliğinden olan oğlunun parasını çaldığı iddiasının da soyut beyanlardan ibaret olduğu, kaldı ki bu olaydan sonra tarafların evlilik birliğini devam ettirdikleri, davalı-karşı davacı erkek tarafından affedilen en azından hoşgörü ile karşılanan bu eylemin af kapsamında kaldığı, bu itibarla da kadına kusur olarak yüklenemeyeceği anlaşılmaktadır. Davacı-karşı davalı kadının bir kusuru ispatlanamamıştır. Evlilik birliğinin sarsılmasına neden olan olaylarda, evin geçim giderleri ile ilgilenmeyen davalı-karşı davacı erkek tam kusurludur. Hal böyleyken, tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi yerinde görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
3- Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere; evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı-karşı davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. Türk Medeni Kanunu"nun 174/1. maddesi koşulları davacı-karşı davalı kadın yararına oluşmuştur. O halde, mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK m. 4, TBK m. 50 ve 51) dikkate alınarak, kadın yararına uygun miktarda maddi tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) ve (3.) bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (l.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 14.09.2021 (Salı)