5. Hukuk Dairesi Esas No: 2020/6757 Karar No: 2021/904 Karar Tarihi: 03.02.2021
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2020/6757 Esas 2021/904 Karar Sayılı İlamı
5. Hukuk Dairesi 2020/6757 E. , 2021/904 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tapuya tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, davalı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tapuya tescili istemine ilişkindir. Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir. Arsa niteliğindeki ... mahallesi 1051 ada 9 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11/1-g maddesi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde yöntem itibariyle bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; 1-Aynı amaçla kamulaştırılan ve birbirine komşu olan ... Mahallesi 1051 ada 14 parsel sayılı taşınmaza 01.06.2015 değerlendirme tarihinde 522,47-TL/m² birim fiyat takdir edildiği ve bu bedelin Dairemiz denetiminden geçerek 2020/31 Esas, 2020/5914 Karar sayılı ilamı ile onandığı anlaşıldığından, değerlendirme tarihi olan 20.02.2015 itibariyle dava konusu taşınmaza takdir edilen m² birim fiyatı inandırıcı görülmediğinden, aynı konumda bulunan ve değerlendirme tarihi dört ay sonra olan parsel için tespit edilen m2 değerinden ayrılma nedenleri konusunda bilirkişi kurulundan ek rapor alınmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması, 2-Bozma öncesinde tespit edilen bedel ile acele kamulaştırma bedeli arasındaki farka faiz işletilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, 3-.... İnsan Haklari Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 gün 30791 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak, davanın niteliği gereği davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru olmadığı gibi; 4-Anayasa Mahkemesinin 27/11/2020 gün 31317 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 16/07/2020 tarih 2018/104 Esas 2020/39 Karar sayılı kararı ile 7139 sayılı Kanunla Değişik Kamulaştırma Kanunun 10/8. Fıkrasının dördüncü cümlesi; “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit edilen bedelden az olması durumunda hâkim tarafından tespit edilen bedel, fazla olması durumunda idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedel, peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, kalanı ise bedele ilişkin kararın kesinleşmesine kadar üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmak ve kesinleşen karara göre hak sahibine verilmek üzere” bölümü ile yedinci cümlesinde yer alan “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedelden fazla olması halinde fazla olan tutarın bloke edildiğine” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptal edildiği nazara alınarak hüküm kurulması gerektiğinden, Hükmün yukarıda açıklanan gerekçelerle davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 03/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.