23. Hukuk Dairesi 2011/3344 E. , 2012/1075 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin ortağı olduğunu, davalı kooperatife alınması kararlaştırılan arsanın alımından ötürü payına düşen bütün ödemeleri yaptığını buna rağmen 1999 yılında üyelikten çıkartıldığını ancak payına düşen arsanın veya bedelinin kendisine ödenmediğini ileri sürerek payına düşen arsa miktarının hesaplanarak bugünkü karşılığı olan 9.000,00 TL nin davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının kooperatif üyesi iken üyeliğin gereklerini yerine getirmediğinden yasal prosedüre uyularak üyelikten ihraç edildiğini, ihraç edilen üyenin talepte bulunmasının hukuki dayanağı bulunmadığını, ayrıca davacının iddia ettiği alacağın doğumu tarihinden itibaren 10 yıldan fazla süre geçtiğinden alacağın zamanaşımına uğradığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu" nun 17. maddesi ve anasözleşmenin 15. maddesi gereğince, kooperatiften çıkan veya çıkarılan ortakların alacak ve hakları bunları isteyebilecekleri günden başlayarak beş yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağı hükmünü havi olduğunu, davacının 17.10.2001 tarihinde davalı kooperatifin üyeliğinden çıkartıldığını ve kooperatifin ihraç kararının aynı gün davacıya ihtarname ile bildirildiğini, ortaklıktan çıkartılma tarihine göre 5 yıllık alacak ve haklarını talep edebilme hakkının zamanaşımına uğradığının sabit olduğu gerekçesiyle davanın zamanaşımı sebebi ile reddine karar vermiştir.
Kararı, davacı temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle zamanaşımı savunmasının HUMK" un 187. maddesinde sayılan ilk itirazlardan olmaması onun her zaman ileri sürülebileceği anlamına gelmeyeceği, esasa cevap verirken cevap süresi içinde zamanaşımını ileri sürmeyen davalının sonradan bunu ileri sürmesinin savunmayı genişletme sayılacağı, karşı tarafın muvafakatı olmadıkça davalı savunmasını genişletmeyeceği, ilk itirazların karşı tarafın muvafakati olsa dahi kanunda gösterilen zamandan sonra ileri sürülemeyeceği, ancak diğer itirazlar diğer tarafın açık veya zımni rızasıyla esasa karşılık verme süresinden sonra ileri sürülebileceği davalının savunmayı genişletmesi üzerine, davacı hemen itiraz etmezse ve özellikle genişletilen savunmanın esasına cevap verirse, ( zamanaşımı iddiası doğru değildir gibi..) savunmayı genişletmeye zımnen muvafakat etmiş olacağı esasa karşılık verildikten sonra davalı tarafça ileri sürülen zamanaşımı savunmasına karşı, davacının, zamanaşımını kabul etmemesinin, zamanaşımı yoktur demek olduğu, diğer bir deyimle, zamanaşımı definin esasına karşılık vermek olduğu, bu dahi savunmanın genişletilmesini zımni olarak kabul anlamına geleceğinden davacının tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 15.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.