16. Hukuk Dairesi 2020/9789 E. , 2021/632 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
...
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sonucunda, ...,... Köyü çalışma alanında bulunan 180 ada 285 parsel sayılı 4.301,76 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve taşınmazın ... oğlu ..."ın fiili kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak tarla vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., taşınmazın kendisinin fiili kullanımında bulunduğunu ileri sürerek dava açmıştır. Mahkemece, usule ilişkin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, dava konusu 180 ada 285 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde bulunan zilyetlik şerhinin terkini ile yerine “... oğlu ..."in kullanımındadır.” şerhi yazılarak tarla niteliği ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, dahili davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma ilamına uyulmakla taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Hükmüne uyulan bozma ilamında, eldeki davanın kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmazın beyanlar hanesindeki şerhe yönelik olup, davalı sıfatının, tapu kayıt maliki ile varsa beyanlar hanesinde lehine kullanım şerhi bulunan kişi veya kişilere ait olduğu, dava konusu taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde ... oğlu ... lehine kullanım şerhi bulunduğu halde Mahkemece, ...’ın da davada taraf olması gerektiği düşünülmeksizin, yöntemince taraf teşkili sağlanmadan esas hakkında karar verilmesinin isabetsizliğine değinilmiştir. Bozma sonrası yapılan yargılama sırasında davacı ... tarafından sunulan 17.10.2017 tarihli dilekçeyle, köylerinde ... oğlu ... adında bir kişinin bulunmadığı, ancak ... adında baba adı farklı olan başka bir kişinin bulunduğu belirtilerek, öncelikle bu hususta bir araştırma yapılması talep edilmiştir. Mahkemece, Nüfus Müdürlüğü ve Tapu Müdürlüğü’nden yapılan araştırmadan, Mudurnu İlçesi nüfusuna kayıtlı ... oğlu ... isimli bir kişinin bulunmadığı belirlenmiş, yine yaptırılan zabıta araştırmasından da, Mudurnu İlçesinde, dava konusu taşınmazın bulunduğu ... Köyünde ... oğlu ... isimli bir kişi bulunmamakla birlikte, aynı köy nüfusuna kayıtlı ... oğlu ... isimli bir kişinin bulunduğu anlaşılmıştır. Bunun üzerine, ... oğlu ...’ın tanık sıfatıyla alınan beyanında, her ne kadar dava konusu taşınmazda lehine kullanım şerhi verilmiş ise de taşınmazla ilgisinin bulunmadığını, bu şerhin sehven verildiğini ifade etmiştir. Mahkemece, dava konusu taşınmazda ... oğlu ... lehine kullanım şerhi bulunsa da aslında böyle bir kişinin bulunmadığı, hayali bir kişinin de davaya dahil edilemeyeceği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de, bu haliyle davada taraf teşkilinin sağlandığından söz edilemez, Oysaki, taraf teşkilinin sağlanması dava şartı olup, bu koşul yerine getirilmeden işin esasına girilerek hüküm kurulması hukuken mümkün bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle, çekişmeli taşınmazda şerh sahibi olan ... oğlu ... ile ... oğlu ...’ın aynı kişiler olup olmadıkları araştırılarak, aynı kişi olduklarının belirlenmesi halinde, davanın adı geçene yöneltilmesi davacı taraf süre ve imkan tanınmalı; aynı kişiler olmadıklarının anlaşılması halinde ise, hak kaybı oluşmaması amacıyla ... oğlu ...’a kayyum atanması suretiyle taraf teşkili sağlanmalı ve bundan sonra tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu husus gözetilmeksizin, yöntemince taraf teşkili sağlanmadan işin esasına ilişkin yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, dahili davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.02.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.