Esas No: 2018/1362
Karar No: 2018/2352
Karar Tarihi: 05.04.2018
Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2018/1362 Esas 2018/2352 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yönetme, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, nitelikli dolandırıcılık, nitelikli dolandırıcılık (değişen suç vasfına göre dolandırıcılık)
Beraat ve düşme kararlarına ilişkin hükümler o yer Cumhuriyet savcısı tarafından; Suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yönetme, katılanlar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...., ...-...-..., ..., ..., ..., ...-..., ..., ..., ... ve..."ne karşı nitelikli dolandırıcılık, müşteki ..."na karşı nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs, katılan ..."e karşı dolandırıcılık suçlarından sanıklar ..., ..., ... ve ..."nın mahkumiyetine ilişkin hükümler sanıklar müdafiileri ve katılan ... tarafından;
Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, katılanlar ..., ..., ..., ..., ..., ..... ve...."a karşı nitelikli dolandırıcılık, katılan..."e karşı dolandırıcılık suçlarından sanık ..."in mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık müdafii ve katılan ... tarafından;
Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, katılanlar ..., ... ve ...-..."ye karşı nitelikli dolandırıcılık, müşteki ..."na karşı nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçlarından sanık ..."nun mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık müdafii tarafından;
Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, katılanlar ..., ...-...-..., ..., ...-... ve...."ne karşı nitelikli dolandırıcılık, müşteki ..."na karşı nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçlarından sanık ..."nın mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık müdafii tarafından;
Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, katılanlar ... ve ...."a karşı nitelikli dolandırıcılık suçlarından sanık ..."nın mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık müdafii tarafından;
Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, katılan ..."a karşı nitelikli dolandırıcılık, müşteki ..."na karşı nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçlarından sanık ..."in mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık müdafii tarafından;
Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, katılan ..."a karşı nitelikli dolandırıcılık suçlarından sanık ..."in mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık müdafii tarafından;
Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte yardım etme, katılan ..."ya karşı nitelikli dolandırıcılık, müşteki ..."na karşı nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçlarından sanık ..."nın mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık müdafii tarafından;
Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte yardım etme, katılanlar ..., ..., ..... ve ..."ye karşı nitelikli dolandırıcılık suçlarından sanık ..."un mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık müdafii ve katılan ... tarafından;
Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte yardım etme, katılanlar ... ve ..."e karşı nitelikli dolandırıcılık suçlarından sanık ....."ın mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık müdafii tarafından;
Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte yardım etme, katılanlar ... ve ..."a karşı nitelikli dolandırıcılık suçlarından sanık ..."ın mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık müdafii tarafından;
Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte yardım etme, katılan ..."a karşı nitelikli dolandırıcılık suçlarından sanık ..."ın mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık müdafii tarafından;
Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, katılanlar ... ve ..."a karşı nitelikli dolandırıcılık suçlarından suça sürüklenen çocuk ..."in mahkumiyetine ilişkin hükümler suça sürüklenen çocuk müdafii tarafından;
Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, katılan ..."a karşı nitelikli dolandırıcılık suçlarından sanık ..."nin mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık ... hakkında 27 kez nitelikli dolandırıcılık suçundan cezalandırılması amacıyla kamu davası açıldığı halde, katılanlar ... ve ... olmak üzere 17 katılana karşı eylemleri nedeniyle sanık hakkında hüküm kurulmamış ise de, zamanaşımı süresi içinde hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ...,..., ..., ... müdafiileri ve suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin, hükmedilen cezanın on yıl hapis cezasından aşağı olması nedeniyle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nın 318 ve 5271 sayılı CMK"nın 299. maddeleri gereğince reddine karar verilerek yapılan incelemede;
Sanık ..."in liderliğini yaptığı, sanıklar ..., ..., ... ve ..."nın yöneticisi, sanıklar ..., ..., ..., ... ve ..."in üyesi olduğu, sanıklar ..., ..., ... ... ve ..."ın ise örgüte yardım eden olarak yer aldıkları suç örgütünün Türkiye genelinde özellikle internet siteleri aracılığı ile katılanlar tarafından verilen araç satış ilanlarını takip ettikleri, katılanlarla telefonda yaptıkları görüşmelerde aracı görüp pazarlık yapmak için katılanları ikamet ettikleri şehirlerin dışına masraflarını karşılamak vaadiyle davet ettikleri, katılanları çeşitli bahanelerle oyaladıktan sonra mesai saatinin bitimine yakın saatlerde buluştukları, katılanları arabayı satma konusunda acele ettirip bankaların kapanmasını bahane olarak kullanarak katılanları aracın satışına ikna etmek amacıyla internet üzerinden ileri tarihli EFT işlemi yaptıkları, noterliklerde gerçekleştirilen araç devir işlemlerinin ardından bazı olaylarda kısa süre içinde yaptıkları ileri tarihli EFT işlemlerini iptal ettikleri, bazı olaylarda ise hesaplarında bakiye bırakmadan ileri tarihli EFT işlemi yapmaları nedeniyle ayrıca bir iptal işlemine gerek kalmadan katılanlara ödeme yapmaktan sarfınazar ettikleri, sanıkların katılanlar tarafından araç üzerine konabilecek tedbir kararına karşı devrini aldıkları araçları kısa süre içerisinde galericilik yapan sanıklar ... ve ... vasıtasıyla değerinin altında bir fiyata satarak menfaat temin ettikleri, bu şekilde sanıkların suç işlemek için örgüt kurmak, suç işlemek için kurulmuş örgüte üye olmak, yardım etmek ve nitelikli dolandırıcılık suçlarını işlediklerinin iddia edildiği olayda,
1- O yer Cumhuriyet Savcısının beraat ve düşme kararları hakkındaki temyiz itirazlarının incelenmesinde;
O yer Cumhuriyet Savcısının, 15/06/2015 tarihinde huzurunda verilen hükmü CMUK’nın 310/1. maddesinde öngörülen bir haftalık süre geçtikten sonra 25/06/2015 tarihinde temyiz ettiğinden, temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
2- Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında katılan ..."e karşı basit dolandırıcılık suçundan; sanıklar ... ve ... hakkında katılan ..."a karşı nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanıklar, katılan ve tanık beyanları ile dosya kapsamına göre, suçların sanıklar tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
5237 sayılı TCK"nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f) (j) ve (k) bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari ve bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı kanunun 52. maddesi uyarınca,
20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerektiği, bu açıklamalar ışığında katılan ..."un beyanına göre 30.000 TL"lik zararla ilgili olarak temel cezanın 3.000 gün olarak belirlenip arttırma ve eksiltmelerin bu miktar üzerinden yapılıp sanıklar ... ve ... hakkında katılan ..."a yönelik eylemleri nedeniyle 50.000 TL adli para cezasına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde uygulama yapılmak suretiyle sanıklar hakkında eksik ceza tayini, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
3-Sanık ..."in katılanlar ..... ve ...-..."ye karşı; sanık ..."in katılanlar .... ... ve ...-..."ye karşı; sanık ..."nın katılanlar .... ve ..."a karşı; sanık ..."in katılanlar ..., ..., ..., ... ve ..."a karşı; sanık ..."in katılanlar .... ... ve ..."ya karşı; sanık ..."nın katılanlar ..., ..., ... ve ...-...-..."e karşı; sanık ..."nun katılanlar , ..., ..., ... ve ...-..."ye karşı; sanık ..."nın katılanlar .... ve ..."e karşı; suça sürüklenen çocuk ..."in katılanlar ... ve ..."a karşı; sanık ..."ın katılanlar ... ve ..."a karşı; sanık ..."un katılanlar ..., ... ve ...."a karşı; sanık ... ..."ın katılan ..."e karşı; sanık ..."nın katılan ..."ya karşı; sanık ..."in katılan ..."a karşı; sanık ..."in katılan ..."a karşı ve sanık ..."nin katılan ..."a karşı nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Somut olayda, sanıkların internet üzerinden ileri tarihli EFT talimatı verip buna ilişkin onay yazısını göstererek katılanlarda paranın ödeneceği konusunda güven oluşturup, araçların devrini aldıktan sonra verdikleri talimatı iptal etmek suretiyle veya yetersiz bakiye nedeniyle iptal etmelerine gerek kalmadan ödeme yapmaktan sarfınazar etmek suretiyle, bankanın maddi varlığı olan dekontu kullanıp katılanları aldatarak menfaat temin ettiklerinin anlaşılması karşısında mahkemenin suça sürüklenen çocuk ile sanıkların nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyetlerine dair kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan ... ve sanıklar ile suça sürüklenen çocuk müdafiilerinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5237 sayılı TCK"nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f) (j) ve (k) bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari ve bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerektiği gözetilmeksizin TCK"nın 158/1-f-son maddesi gereğince temel ceza belirlenirken doğrudan haksız elde olunan yararın iki katının esas alınması suretiyle yazılı şekilde uygulama yapılması,
Kanuna aykırı olup, hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8.maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkralarından adli para cezasına ilişkin ilgili terimler çıkartılarak yerine sırasıyla katılan ..."a yönelik eylemler nedeniyle “2.650 gün”, “2.208 gün”, “44.160 TL”; katılan ..."a yönelik eylemler nedeniyle “4.475 gün”, “3.729 gün”, “74.580 TL”; katılan ..."a yönelik eylemler nedeniyle “2.900 gün”, “2.416 gün”, “48.320 TL”; katılan ..."ye yönelik eylemler nedeniyle “2.900 gün”, “2.416 gün”, “48.320 TL”; katılan ..."e yönelik eylemler nedeniyle “2.950 gün”, “2.458 gün”, “49.160 TL”; katılan ..."a yönelik eylemler nedeniyle “2.850 gün”, “2.375 gün”, “47.500 TL”; katılan ..."e yönelik eylemler nedeniyle “3.000 gün”, “2.500 gün”, “50.000 TL”; katılan ...-..."e yönelik eylemler nedeniyle “3.500 gün”, “2.916 gün”, “58.320 TL”; katılan ..."ya yönelik eylemler nedeniyle “2.400 gün”, “2.000 gün”, “40.000 TL”; sanık ..."ın katılan ..."a yönelik eylemleri nedeniyle “3.000 gün”, “1.500 gün”, “1.250 gün”, “25.000 TL”; katılan ..."a yönelik eylemler nedeniyle “3.200 gün”, “2.666 gün”, “53.320 TL”; şikayetçi ..."na yönelik eylemler nedeniyle “4.400 gün”, “2.200 gün”, “1.833 gün” “36.660 TL”; katılan ...-...-..."e yönelik eylemler nedeniyle “3.550 gün”, “2.958 gün”, “59.160 TL”; katılan ..."ye yönelik eylemler nedeniyle “5.250 gün”, “4.375 gün”, “87.500 TL”; katılan ...-..."ye yönelik eylemler nedeniyle “4.200 gün”, “3.500 gün”, “70.000 TL”; katılan ..."e yönelik eylemler nedeniyle “2.100 gün”, “1.750 gün”, “35.000 TL”; katılan ..."a yönelik eylemler nedeniyle “3.825 gün”, “3.187 gün”, “63.740 TL”; katılan ..."a yönelik eylemler nedeniyle “3.000 gün”, “2.500 gün”, “50.000 TL”; katılan ..."a yönelik eylemler nedeniyle “4.200 gün”, “3.500 gün”, “70.000 TL”; katılan ..."ya yönelik eylemler nedeniyle “2.200 gün”, “1.833 gün”, “36.660 TL”; katılan ...-..."ye yönelik eylemler nedeniyle “3.350 gün”, “2.791 gün”, “55.820 TL” ve katılan ..."a yönelik eylemler nedeniyle “3.250 gün”, “2.708 gün”, “54.160 TL” ibarelerinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
4- Sanıklar ile suça sürüklenen çocuk hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yönetme, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma ve yardım etme ve örgüt yöneticileri hakkında TCK"nın 220/5 maddesi gereğince nitelikli dolandırıcılık suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
a) Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurma; sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve suça sürüklenen çocuk ... hakkında suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olma; sanıklar ..., ...,..... ve ... hakkında suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte yardım etme suçlarından verilen mahkumiyet hükümleri açısından;
TCK"nın 6. maddesinin birinci fıkrasının (j) bendinde; örgüt mensubu suçlu; suç işlemek için örgüt kuran, yöneten, bu örgüte katılan veya örgüt adına suç işleyen kişi olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanun’un 220. maddesinde ise, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” başlıklı suç düzenlenmiştir. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuyla korunan hukuki yarar kamu güvenliği ve barışıdır. Suç işlemek için örgüt kurmak, toplum düzenini tehlikeye soktuğu ve araç niteliğindeki suç örgütü, amaçlanan suçları işlemede büyük bir kolaylık sağladığından, bu suç nedeniyle kamu güvenliği ve barışın bozulması bireyin güvenli, barış içinde yaşamak hakkını da zedeleyeceğinden, işlenmesi amaçlanan suçlar açısından hazırlık hareketi niteliğinde olan bu fiiller ayrı ve bağımsız suçlar olarak tanımlanmıştır. Böylece bu düzenlemeyle aynı zamanda bireyin, Anayasa’da güvence altına alınmış olan hak ve özgürlüklerine yönelik fiillere karşı da korunması amaçlanmıştır. Bu amaçla henüz suç işlenmese dahi, sadece suç işlemek amacıyla örgüt oluşturmuş olmaları nedeniyle örgüt mensubu faillerin cezalandırılması yoluna gidilmiştir. Bunun asıl nedeni suç işlemek için örgüt kurmanın, kamu barışı yönünden ciddi bir tehlike oluşturmasıdır. Kanun koyucu bu düzenleme ile öncelikle gelecekte işlenebilecek suçları engellemek istemiştir. Bu suçun mağduru ise; öncelikle kamu güvenliği ve barışını sağlamakla yükümlü olan devlet ve toplumu oluşturan bireylerdir. TCK"nın 220. maddesi kapsamında bir örgütün varlığından söz edebilmek için; en az üç kişinin, suç işlemek amacıyla hiyerarşik bir ilişki içerisinde, devamlı olarak amaç suçları işlemeye elverişli araç ve gerece sahip bir şekilde bir araya gelmesi gerekmektedir. Örgüt, soyut bir birleşme olmayıp, bünyesinde hiyerarşik bir ilişki barındırmaktadır. Bu hiyerarşik ilişki, bazı örgüt yapılanmalarında gevşek bir nitelik taşıyabilir. Oluşturulan bu ilişki sayesinde örgüt, mensupları üzerinde hâkimiyet tesis eden bir güç kaynağı niteliğini kazanmaktadır. Bu nedenle niteliği itibarıyla devamlılık arzeden örgütün varlığı için suç işlemek amacı etrafındaki fiilî birleşme yeterlidir. Buna karşın, kişilerin belirli bir suçu işlemek için bir araya gelmesi hâlinde ise örgüt değil, iştirak ilişkisi mevcuttur.
TCK"nın 220. maddesi anlamında bir örgütten bahsedilebilmesi için;
a-Üye sayısının en az üç veya daha fazla kişi olması gerekmektedir.
b-Üyeler arasında gevşek de olsa hiyerarşik bir bağ bulunmalıdır. Örgütün varlığı için soyut bir birleşme yeterli olmayıp, örgüt yapılanmasına bağlı olarak gevşek veya sıkı bir hiyerarşik ilişki olmalıdır.
c-Suç işlemek amacı etrafında fiili bir birleşme yeterli olup, örgütün varlığının kabulü için suç işlenmesine gerek bulunmadığı gibi işlenmesi amaçlanan suçların konu ve mağdur itibariyle somutlaştırılması mümkün olmakla birlikte, zorunluluk arz etmemektedir. Örgütün faaliyetleri çerçevesinde suç işlenmesi halinde, fail, örgütteki konumuna göre, üye veya yönetici sıfatıyla cezalandırılmasının yanında, ayrıca işlenen suçtan da cezalandırılacaktır.
d-Örgüt niteliği itibariyle devamlılığı gerektirdiğinden, kişilerin belli bir suçu işlemek veya bir suç işlemek için bir araya gelmesi halinde, örgütten değil ancak iştirak iradesinden söz edilebilecektir.
e-Amaçlanan suçları işlemeye elverişli, üye, araç ve gerece sahip olunması gerekmektedir.
Yukarıda belirtildiği üzere kanunların suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli yapılara suç örgütü denmektedir. Suç örgütü kurma ve yönetme ile örgüte üye olma suçları yönünden suç örgütünün işlemeyi amaçladığı suç ve/veya suçların en azından hazırlık hareketi ile ilgili ciddi bulgu, emare ve/veya delil olmalıdır. Suç örgütü kurma bağımsız bir suç kabul edildiğine göre, amacı olmayan bir örgütlenmede, suç örgütü bir veya birkaç amaçla suç işlemesi için kurulmalı ve suçların işlenmesine dair TCK’nın 220/1.maddesinde gösterilen unsurlar ile ilgili bulgulara ulaşılmalıdır. Suç işlemek için örgüt kurmada bir veya birkaç suç işlendikten sonra daha programlanmış suçları işlemek için örgüt devam eder. Örgüte iştirak eden failler işlenen suçtan dolayı iştirak gereği cezalandırılır, yani katkıda bulunana uygulanır. Örgüt kurucuları kendi başlarına veya başkaları ile anlaşma yapılmasını başlatandır. Faaliyeti ile örgütün doğmasına sebebiyet vermektedir. Örgüt yönetenler ise üst pozisyonda kollektif faaliyeti kısmen veya tamamen düzenleyen, koordine edenlerdir.
Suç örgütü ile iştirak halinde suç işleme durumları zaman zaman birbirine karıştırılmaktadır. Oysa kişilerin bir suç işlemek için bir araya gelmelerinde iştirak iradesinden bahsedilir. İştirak ilişkisinde suç ortakları nazarında suçun, konu veya mağduru bakımından somutlaşması gerekir. Suç örgütünde ise işlenmesi amaçlanan suçların konu veya mağduru itibariyle somutlaştırılması zorunlu değildir. Suç örgütü kurmak, yönetmek ile örgüte üye olmak veya alt grup suçlar yönünden suç örgütünün işlemeyi amaçladığı suç ve suçların en azından hareketi ile ilgili ciddi bulgu, emare ve delillerin mevcut olması yeterlidir. Suç örgütü kavramının klişe, basmakalıp ve soyut cümlelerle belirlenip her eylemde uygulanması da isabetli olmaz. Her somut eylemin özelliklerinin birbirinden farklı olduğu ve ayrı değerlendirilmesinin gerektiği gözden uzak tutulmamalıdır. Zaman zaman iştirak halinde birliktelikleri suç örgütü sayılmaya çalışıldığında ve suç örgütü olup olmadığına bakılmaksızın ceza sorumluluk alanı genişletildiği de izlenmektedir. Bu nedenle bir suç işlemek için iştirak ile suç örgütü arasındaki ayrım ise; suç örgütü ve/veya örgütlerin yapısı ve yapılanması netleştirilip, bu suç örgütü ve/veya örgütleri ile ilgili faillerin suçları örgüt ile ilgisi olmayan faillerin ve eylemlerin ayrımı ile olacaktır. Bu husus etkin soruşturma ve/veya kovuşturma yapılarak saptanabilir. Telafisi olanaksız hatalara düşülmemesi, insan hak ve hürriyetlerinin ihlalini önlemek için bu hususun bir zorunluluk olduğu unutulmamalıdır. Örgüt yöneticisi bizzat, azmettiren olarak katılmadığında örgüt mensuplarının örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen tüm suçlardan örgüt yöneticileri ve örgüt mensupları üzerinde kurduğu hakimiyet, kontrol, talimat, hiyerarşi ve emir komutanın bir sonucu olarak uygulanır. Bu hükümle farazi bir azmettirme düşünülmüştür. TCK’nın 220/5. maddesinin gerekçesi bu sorumluluğu açıklamaktadır. Elbette bu durumda örgüt yöneticisinin somut olayda örgüt üyesi ve işlenecek amaç suç üzerinde hakimiyet, kontrol, bilgi ve yönlendirme güç ve yetkisinin olması halinde uygulama alanı bulacaktır. Bu alanı daraltma değildir. En azından müdahale edip suçun işlenmesinin önüne geçebilecek bilgi ve etkisinin olmasının veya yönlendirebilme konusuna yeterli hakimiyeti bulunması ya da örgütün üzerinde genel bir etki gücünün ya da bölgesel de olsa (onay makamı) konumunun olması aranmalıdır. Bu da kanunun gerekçesinde açıkça vurgulanmıştır. (Suç örgütü) hiyerarşisi, devamlılığı, disiplini olan ve devlet içinde devlet olmayı hedefleyen, toplumu etkileyen düzeni geniş çapta bozan, suç işleyen, kendine göre kurumsallaşmış karmaşık bir yapılanma ağını kapsar. Çete kavramı ise; nispeten küçük, gevşek hiyerarşik yapılanma ve disiplini olan bir veya birkaç suç işlemeye niyetlenen ancak bu konuda profesyonel taktik ve yöntemler izlemeyen, aracılık yapan daha ziyade sokak yapılanması niteliği taşıyan devlet içinde devlet olmaya hareket etmeyen mahalli suçlar işleyen yapılanmalar için kullanılabilir. Çete bağımsız bir suç tipi değildir. Örgüt suçlarında bir unsur fikir alış verişinde bulunup paylaştıkları, plan ve program yapıp eylem hazırlığı yaptıkları zeminin de bu özelliği ile yerleri olmalıdır.
Sonuç olarak; 5237 sayılı TCK’nın 220. maddesinde düzenlenen “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” suçunun işlendiğinin ve örgütün varlığının kabul edilebilmesi için; üye sayısının en az üç kişi olması, üyeler arasında soyut bir birleşme değil gevşek de olsa hiyerarşik bir ilişkinin bulunması, suç işlenmese bile suç işlemek amacı etrafında fiili bir birleşmenin olması, niteliği itibariyle devamlılık göstermesi; örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından, amaçlanan suçları işlemeye elverişli olması gerekir.
Bu hukuksal olgular ışığında somut olay irdelendiğinde, örgüt oluşturmak için sanıklar ile suça sürüklenen çocuğun sayısı yeterli ise de, sanıklar arasındaki ilişkinin aile ilişkisi kapsamında olması, sanıklar arasında emir ve komuta zincirinin bulunmaması ile hiyerarşik bir ilişkinin tespit edilememesi, sanıkların, örgüt mensupları üzerinde hakimiyet teşkil eden, örgütten ayrılamama ve örgütün istediği şekilde hareket etme ve yaşama zorunluluğunu sağlayan organik ve hiyerarşik bir ilişki içerisinde, suç işlemek amacıyla devamlılık arzeder şekilde fiilen bir araya gelerek amaçlanan suçları tam bir işbirliği ve eylem paylaşımı anlayışı çerçevesinde süreklilik ve devamlılık gösterecek şekilde işlediklerini gösterir delillerin bulunmaması nedeniyle ve sanıklar ile suça sürüklenen çocuğun suç işlemek için örgüt kurdukları, kurulan örgüte üye oldukları ve yardım ettiklerine ilişkin cezalandırılmalarını gerektirir mahkumiyete yeterli delil bulunmadığı anlaşılmakla, unsurları itibariyle oluşmayan suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yönetme, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma ve yardım etme suçları nedeniyle 5271 sayılı CMK’nın 223/2-a,e maddeleri gereğince sanıklar ile suça sürüklenen çocuğun beraatlerine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri verilmesi,
b) Sanık ... hakkında katılanlar ... ve ..."ya karşı; sanık ... hakkında katılanlar .... ve ..."ya karşı; sanık ... hakkında katılanlar ... ve ...-..."ye karşı; sanık ... hakkında katılanlar ... ve ...-..."ye karşı nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükümleri açısından; mahkeme tarafından örgüt yöneticisi oldukları kabul edilen sanıklar hakkında, TCK"nın 220/5. maddesinde düzenlenen “örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılır” hükmü gereğince bizzat hileli hareketlerle menfaat temin ettiklerine dair delil bulunmayan olaylarla ilgili olarak da nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyetlerine karar verilmiş ise de, yukarıda açıklanan sebeplerle suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yönetme suçunun unsurları itibariyle oluşmadığı anlaşılmakla, sanıkların 5271 sayılı CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince beraatlerine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri verilmesi,
c) Sanıklar ..., ... ve ..."in katılan ..."a karşı; sanık ..."nın katılanlar..."ye karşı; sanıklar ... ve ..."un katılan ...-..."ye karşı; sanık ....ın katılan ..."e karşı; sanıklar ... ve ..."in müşteki ..."na karşı; sanık ..."ın katılan ..."a karşı nitelikli dolandırıcılık suçlarından verilen mahkumiyet hükümleri açısından;
Ayrıntıları Ceza Genel Kurulunun 08.06.1997 gün ve 88/147 sayılı kararında da açıklandığı üzere 5271 sayılı CMK"nın 225/1. maddesinde düzenlenen “Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir” amir hükmüne aykırı olarak, iddianamelerde anlatılmayan eylemler nedeniyle yargılama yapılması ve açılmayan davalardan hüküm kurulması suretiyle 5271 sayılı CMK"nın 225. maddesine aykırılık oluşturulması,
Kanuna aykırı olup, sanıklar ile suça sürüklenen çocuk müdafiilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, ilamın hükmü temyiz etmeyen sanık ..."ya sirayetine, 05/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.