11. Hukuk Dairesi 2014/15507 E. , 2015/650 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada... Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 07/07/2014 tarih ve 2014/56-2014/172 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ....tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin 2012/38575 sayılı ve "....." unsurlu marka başvurusuna, müvekkilinin "..." vb. ibareli markalarını mesnet göstererek yaptığı itirazın, Markalar Dairesi Başkanlığı ve..."nun 2013-M-8456 sayılı kararıyla reddedildiğini, oysa davalı marka başvurusunun, müvekkili markalarına ayırt edilemeyecek kadar benzediğini, müvekkili markalarının tanınmış marka olarak da tescil edildiğini, tüm sınıflar bakımından korunması gerektiğini, alıcıların farklı iki marka karşısında olduklarını anlasalar dahi, bu markaların aynı kişiye ait olduğunu ya da bu mal ve hizmetleri üreten işletmeler arasında idari ekonomik bir bağlantı bulunduğu düşüncesine kapılacak olmaları nedeniyle davalı markasının iltibasa yol açacağını, başvuru markasının tescil olunmasının "..." markasının tanınmışlığından yararlanılmasına sebebiyet vereceğini ileri sürerek anılan ... kararının iptalini, davalı şirket markasının hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, tanınmışlık iddiası açısından 556 sayılı KHK"nın 8/4"üncü maddesi şartlarının oluşmadığını, markaların farklı mal ve hizmetleri kapsadığını, iptali istenen ... kararının yerinde olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkil markası ile davacı markalarının alanları birbirinden çok farklı olduğundan tüketicilerin hiçbir suretle markaları karıştırmayacağını, işletmeler arasında idari-ekonomik bağın bulunduğunun düşünülmesinden söz edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, markalar arasında nisbi bir sesçil benzeşme var ise de, özellikle tescil edilmek istenen mal ve hizmetler ile markaların görsel özellikleri dikkate alındığında, markalar arasında çok önemli farklılıkların bulunduğu, davalı şirketin daha ziyade, markada yer alan ticaret unvanından ve marka tescil kapsamından da anlaşılacağı üzere "medikal ve laboratuvar malzemelerin alım - satımı" ve bu alanda diğer 35. sınıf hizmetlerin icrası amacıyla markayı tescil ettirdiği, davacının askeri elektronik sanayiinde faaliyet gösteren bir firma olduğunun ortalama Türk tüketicilerinin önemli bir kısmınca bilindiği, bu alandaki davacının "...." ibareli markalarını bilen ortalama tüketici kitlesinin, daha sonra bu markayla kısmi sesçil benzeşme olmakla birlikte, bambaşka bir anlamı ve görünümü olan başvuru markasını ortopedik malzeme satan bir mağazanın tabelasında gördüğünde, hiçbir şekilde "...." markasıyla bağlantı
kurmayacağı, markada özellikle "..." ve "..." ibarelerinin tire (-) ile ayrılmış olmasının markayı tamamen bağımsızlaştırdığı ve benzerlikten uzaklaştırdığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 19/01/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
27,70 H
25,20 PH
02,50 BH
20/01/2015 - GB