8. Hukuk Dairesi 2013/17169 E. , 2014/6103 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Antalya 1. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 28/05/2013
NUMARASI : 2013/240-2013/488
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire"ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
K A R A R
Alacaklı şirket tarafından, borçlu aleyhinde Antalya 6. Noterliği"nin 08.10.2012 tarih ve 13435 yevmiye no"lu borç ve rehin sözleşmesine ve ihtarnameye dayalı olarak, taşınır rehninin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip başlatılmış; borçlu vekili süresi içinde, takip dayanağı rehin sözleşmesinin tek başına borç doğurucu belge olarak kabul edilemeyeceğini, taraflarınca verilmiş 18.000 TL"lik her hangi bir borçlandırıcı senet olmadığını, rehin sözleşmesinde ayrıca bir borç da bildirilmediğinden takibin ve borçlandırıcı niteliği bulunmayan sözleşmenin iptalini talep etmiş; mahkemece borç ve rehin sözleşme içeriğine ve imzaya açıkça itiraz olmadığı, söz konusu belgenin resmi belge niteliğinde olduğu, iptali ya da gerçeğe aykırı olduğu iddiasının yargılama yapılmasını gerektirdiği, bu konularda icra mahkemesi görevli olmadığı gerekçesiyle açılan davanın görev yönünden reddine karar verilmiş; karar borçlu vekilince temyiz edilmiştir.
İİK"nun 38.maddesinde: “Mahkeme huzurunda yapılan sulhler, kabuller ve para borcu ikrarını havi re"sen tanzim edilen noter senetleri ve temyiz kefaletnameleri ile icra dairesindeki kefaletler, ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabidir” düzenlemesine yer verilmiştir. Maddeden de anlaşılacağı üzere para borcu ikrarını içeren düzenleme şeklindeki noter senetleri ilam niteliğindedir. Ancak bu senetlerin ilam sayılabilmeleri öncelikle noterden düzenleme şeklinde yapılması ve kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını içermesi koşuluna bağlıdır.
Somut olayda takip dayanağı rehin sözleşmesinde “... senedin toplam bedeli olan, 18.000 TL. olan borcuma karşılık 18.000 TL. yazılı rehin veriyorum. Bu rehin sözleşmesini ilgili trafik tescil şubesine ibraz ederek aracın dosyasına ve tescil belgesine işleteceğimi, senetlerden her hangi birisinin vadesinde ödenmediği takdirde diğer senet muacceliyet kesbedeceğini ... bana olan bir adet senedin toplam bedeli olan 18.000 TL"na karşılık yukarıda vasıfları yazılı bulunan aracı, yukarıda yazılı rehin bedeli ile rehin almayı kabul ediyorum alacağın tamamını aldıktan sonra gerekli olan ibrayı vereceğimi ve dilediği trafik şubesinden aracın rehin veren adına kayıt ve tescili için muvafakatta bulunacağımı kabul ve taahhüt ederim ...” ibareleri mevcut olup anılan hali ile sözleşme içeriği itibariyle kayıtsız şartsız para borcu ikrarını içermediği, borcun doğup doğmadığı hususunun yargılamayı gerektirdiği anlaşılmaktadır. Anılan yasal düzenlemeye göre bu belge ile ilamların icrası yolu ile ilamlı takip yapılamaz.
Bu durumda mahkemenin sözleşmenin iptali ya da gerçeğe aykırı olduğu iddiasının yargılama yapılmasını gerektirdiği, dar yetkili icra mahkemesinde tartışılamayacağı yönündeki gerekçesi doğru ise de, takibe dayanak belgenin niteliği, icra mahkemesince değerlendirilebilecektir. O halde mahkemece şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi yerine yazılı gerekçeyle şikayetin reddi yönünden hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.nun 366. ve 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK"nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 03.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.