23. Hukuk Dairesi 2012/184 E. , 2012/1045 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
İflas sıra cetvelindeki sıraya şikayetin mahkemece yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Şikayetçi vekili, müvekkili bankadan kredi kullanmış olan ... Elektronik Haberleşme Sistemi Dayanıklı Tüketim Malları Tic ve A.Ş."nin iflas etmiş olduğunu, müvekkili banka tarafından 16.07.2010 tarihinde menkul rehinli alacak kaydı yapıldığını, kullandırılan kredi hesabından müflis lehine banka teminat mektubu verilmiş olduğu ve verilen teminat mektubunun halen mer"i olması sebebiyle müflisten 80.312,28 TL gayri nakit alacaklarının olduğu, bu gayri nakit alacakları için teminat mektubu ile bire bir 80.312,28 TL mevduat rehninin bulunduğu bildirilerek mevduat rehinli alacak kaydı talep edildiği halde İflas Müdürlüğü"nün rehni yok sayarak sıra cetvelinde müvekkili bankanın alacağını teminatsız alacaklar statüsü olan dördüncü sıraya attığını, bu haliyle sıra cetvelinin hatalı olduğunu ileri sürerek, müvekkili bankanın alacağının rüçhanlı olduğunun hüküm altına alınarak sıra cetvelinin iptalini veyahut taleplerine göre düzeltilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece dosya üzerinde yapılan incelemeye göre, İİK "nın 235. maddesi"nin son fıkrası gereğince itiraz, alacağın esas ve miktarına taalluk etmeyip yalnız sıraya dair ise şikayet yolu ile İcra Mahkemesi"ne arz olunacağı, esas ve miktara ilişkin ise iflasa karar verilen yerdeki Ticaret mahkemesi"nde dava açılacağı, davacının itirazı sıra cetvelindeki sıraya itiraz gibi gözükse de alacağın mevduat rehinli alacak olup olmadığı yönünde yargılamayı gerektirdiği, buna göre yargılamanın İcra mahkemesi"nin görevine girmediği gerekçesiyle şikayetin görev yönünden reddine karar verilmiştir
Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir.
1- Şikayet, iflas sıra cetveline ilişkindir. Ülkemizin de tarafı olduğu ve anayasa"nın 90"ncı maddesi gereği iç hukukun bir parçası olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6"ncı, 1982 Anayasası"nın 36"ncı maddesinde adil yargılanma hakkına yer verilmiştir. Karar tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK"nun 73"ncü maddesi "Kanunun gösterdiği istisnalar haricinde hakim her iki tarafı istima veyahut iddia ve müdafaalarını beyan etmeleri için kanuni şekillere tevfikan davet etmedikçe hükmünü veremez" hükmünü içermektedir. 6100 sayılı HMK"nun 27"nci maddesinde ise adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olarak hukuki dinlenilme hakkı düzenlenmiş bu hakkın, yargılama hakkının en önemli unsuru olarak hukuki dinlenilme hakkı düzenlenmiş, bu hakkın, yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini, karaların somut, açık olarak gerekçelendirilmesini içerdiği belirtilmiştir.
Öte yandan, 17.07.2003 T ve 4949 sayılı Kanunun 4"ncü maddesiyle yeniden düzenlenen İcra ve İflas Kanunu"nun 18. III maddesine göre "Aksine hüküm bulunmayan hallerde icra mahkemesi, şikayet konusu işlemi yapan icra dairesinin açıklama yapmasına ve duruşma yapılmasına gerek olup olmadığını takdir eder; duruşma yapılmasını uygun
gördüğü takdirde ilgilileri en kısa zamanda duruşmaya çağırır ve gelmeseler bile gereken kararı verir." Kanunda açıklık bulunmayan hallerde, duruşma yapılıp yapılmayacağı hakimin takdirine bırakılmış ise de; öngörülen takdir hakkı mutlak bir seçimlik hak olmayıp, halin icabına göre değerlendirilmesi gereken bir takdir hakkıdır. Sıra cetveline karşı şikayette bulunulması halinde bu takdir hakkının duruşma yapılarak kullanılması kanunun amacına uygun düşer. Mahkemenin takdirine göre duruşma açılmasının gerekli görüldüğü hallerde ilgililerin duruşmaya çağrılması yasal bir gerekliliktir. Bu durumda şikayet nedeniyle verilecek karardan etkilenecek olanların duruşmaya davet edilerek bir karar verilmesi gerekirken evrak üzerinden karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
2- Kabule göre de; Şikayetçi tarafından sadece sıra cetvelinde belirlenen sıraya itiraz edilmiş olup, alacağın mevduat rehinli alacak niteliğinde olup olmadığının tespiti de sıraya yönelik bir inceleme kapsamında bulunduğundan, İİK"nun 235/son fıkra hükmü uyarınca davaya İcra Mahkemesi"nce bakılması gerekirken, itirazın alacağın esas ve miktarına ilişkin olduğu, buna göre Ticaret Mahkemesi"nin davaya bakmakla görevli olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, şikayetçi yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 15.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.