11. Hukuk Dairesi 2014/15213 E. , 2015/633 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada .... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 27/02/2014 tarih ve 2010/511-2014/141 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar-karşı davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi...... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı-karşı davalı vekili, müvekkilinin ..........."nde öğretim üyesi olup, tohumculuk üzerine araştırmalar yaparken davalılar ile tohum ıslahı ve üretimi konusunda anlaşma yaptıklarını, sıfatının ıslahçı olduğunu, davalılar sözleşmeye aykırı hareketlerde bulunduklarını ileri sürerek, yapılan sözleşme gereğince fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL birikmiş ıslahçı payı alacağı ile bütün hatların ortak kullanıma açılması ve ayrıca ıslahçıya program dahilinde geliştirilmiş çeşitlerin satışından 5 yıl boyunca ıslahçı müvekkiline pay ödenmesini, ayrıca tohumlar üzerinde alacağı oranında mülkiyet hakkı tanınmasını talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile birikmiş ıslahçı payı alacağını 90.000 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı-karşı davacılar vekili, asıl davada davalının sözleşmeye sadık kalmadığını savunarak davanın reddini, karşı davada ise davalının haksız rekabet yasağına aykırı olarak dava dışı başka bir şirketle çalışmaya başladığını ileri sürerek, sözleşmenin 6.4 maddesi gereğince yapılan ödemelerden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte iadesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, asıl davada davacı ile davalılardan .... arasında tohum ıslahı ve üretimi konusunda anlaşma yapıldığı, bu işlemleri gerçekleştirmek amacıyla ...."nin kurulduğu, davalı şirketlerin kiraladıkları ve hazırladıkları ortamda davacının baş danışman olduğu, ekip tarafından davaya konu yeni yetiştirilmiş tohumların üretildiği, bu anlamda yapılan sözleşme ve içeriği gözetildiğinde, davacının üretilen tohumlar yönünden ıslahçı hakkına sahip olduğu, tohumların değerinin 1.941.860 TL olduğu, davacının ıslahçı hakkı kapsamında %15 olan 291.279 TL"lik talep hakkının mevcut olduğu gerekçesi ile taleple bağlı kalınarak 90.000 TL"nin davalılardan tahsiline, sair taleplerin reddine; karşı davada ise sözleşmenin geçersizliğini doğuracak herhangi bir delil ve belge bulunmadığı, davacının ıslahçı hakkına sahip olduğu ve yapılan ödemelerin de sözleşme kapsamında yapıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davalılar-karşı davacı vekili temyiz etmiştir.
1-5042 sayılı Kanun"un 3. maddesine göre yeni, farklı, yeknesak ve durulmuş olduğu tespit edilen bitki çeşitleri, bu Kanun"da belirtilen diğer şartların yerine getirilmesi kaydıyla, ıslahçı hakkı verilerek korunur. Anılan Kanun"da başvuru ve tescil usulleri ayrıca ıslahçı hakkına yönelik tecavüz halinde görevli mahkeme usulleri ayrı ayrı düzenlenmiştir. Somut uyuşmazlıkta, davacı-karşı davalı tarafından bu Kanun hükümlerine dayalı olarak yapılmış bir başvuru bulunmadığına göre davada 5042 sayılı Kanun"un 15. maddesine ve bu maddenin atıf yaptığı 14. maddesine dayanılması mümkün bulunmamaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde değerlendirilerek çözümü gerekirken, 5042 sayılı Kanun hükümleri uygulanmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi görülmemiş, asıl davada verilen hükmün temyiz eden davalı-karşı davacı yararına bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre, davalılar-karşı davacı vekilinin birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle asıl davada davalı-karşı davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile asıl davada verilen hükmün temyiz eden davalı-karşı davacı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davalılar-karşı davacı vekilinin birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 19.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.