1. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/12107 Karar No: 2014/19833 Karar Tarihi: 18.12.2014
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/12107 Esas 2014/19833 Karar Sayılı İlamı
1. Hukuk Dairesi 2014/12107 E. , 2014/19833 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki davadan dolay 1.Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 13.03.2008 gün ve 2004/389 esas 2008/120 karar sayılı hükmün bozulmasına ilişkin olan 07.10.2010 gün ve 9672-10089 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, tapu iptali ve kayıt terkini isteğine ilişkindir. Mahkemece, 13.03.2008 tarihinde; davanın kısmen kabulüne ilişkin kurulan hükmün temyizi üzerine,Dairece 07.10.2010 tarihinde "" 3402 sayılı Yasanın 5841 sayılı Yasa ile değişik 12. maddesi uyarınca hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi ve mahkemece yapılan keşif sonucu çekişmeli taşınmazların kısmen kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı ve dava tarihinde davacı Hazine’nin haklı olduğu anlaşıldığından,davalıların tüm yargılama giderlerinden ve avukatlık ücretinden sorumlu tutulması gerekeceği ""gerekçeleri ile hükmün bozulmasına karar verilmiş,davacı taraf karar düzeltme talebinde bulunmuştur. Gerçekten de, işin esası bakımından 5841 sayılı Yasanın yürürlüğü döneminde davanın hak düşürücü süreden reddedilmesi gerektiğine değinilerek Dairece yapılan bozma kararı doğrudur.Ancak, anılan yasa Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 tarih, 2009/31 esas, 2011/77 karar sayılı kararı ile iptal edilmiş ve 23.07.2011 tarihinde karar Resmi Gazetede yayımlanarak iptal hükmü yürürlüğe girmiştir. Öyle ise, kesin hüküm halini almamış ve kazanılmış hakkın istisnasını teşkil eden bu durum karşısında 5841 sayılı Yasa hükümleri uyarınca davanın reddine karar verilmesi gerektiği yönünde kurulan Daire kararı hükmün verildiği tarih itibariyle doğru olduğu düşünülse ve ayrıca Anayasanın 153. maddesine göre iptal kararı geriye yürümezse de, 10.03.1969 gün ve 1/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçe bölümünde belirtildiği üzere iptalin kesin şekilde çözüme bağlanmış uyuşmazlıkları etkilemeyeceği, ancak henüz devam eden uyuşmazlıkların iptal kapsamında bulunacağı açıktır. Bu durum karşısında, işin esasının 28.11.1997 tarih, 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre belirlenen kıyı kenar çizgisine göre çözüme kavuşturulacağı açıktır. Öyleyse, davanın hak düşürücü süreden reddinin gerektiğine ilişkin Daire kararının, Anayasa Mahkemesi’nin anılan iptal kararından sonra doğruluğundan söz edilemez. Zira, kamu düzeninin söz konusu olduğu bütün haller istisnanın kapsamına girer. Hal böyle olunca; işin esasının 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre değerlendirilmesi, davanın kısmen veya tamamen kabulü halinde de, 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasa hükümleri de gözetilerek taraf iddiaları doğrultusunda gerekli araştırma ve inceleme yapılmak suretiyle uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması bakımından karar bozulmalıdır. Davacı hazinenin karar düzeltme isteğinin HUMK’nun 440. maddesi gereğince kabulüne, dairenin 07.10.2010 tarih, 2010/9672 Esas-10089 Karar, sayılı bozma kararının Ortadan Kaldırılmasına, mahkemenin 13.03.2008 tarih, 2004/389 esas, 2008/120 karar sayılı kararının açıklanan bu nedenlerle, HUMK."nun 428.maddesi gereğince (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) BOZULMASINA, 18.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.