Hırsızlık - Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2012/15217 Esas 2013/1667 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Ceza Dairesi
Esas No: 2012/15217
Karar No: 2013/1667
Karar Tarihi: 31.01.2013

Hırsızlık - Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2012/15217 Esas 2013/1667 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Banaz Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir hırsızlık davası sonucunda, sanıklar hakkında ızrar suçundan dava açılmamış olup zamanaşımı süresi içerisinde işlem yapılamadığı belirlenmiştir. Ancak, mahkeme kararında yapılan bazı hatalar nedeniyle, sanık R.A.'nın cezasının niteliği itibariyle mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilemeyeceği ve cezanın infazından sonra denetimlik serbestlik tedbiri uygulanamayacağı belirtilmemiş. Ayrıca, vekalet ücretinin sanıkların eşit olarak değil, müştereken ve müteselsilen alınması kararlaştırılmış. Bu nedenle, sanıkların temyiz itirazları yerinde bulunarak hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 58/6 ve 7. maddelerinde tekerrür halinde hükmolunan cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirileceği ve cezanın infazından sonra denetimlik serbestlik tedbirinin uygulanacağı, 58/7. maddesi uyarınca hükümlülük kararında bu durumun belirtilmesi gerekmektedir. 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin Infazı Hakkında Kanun'un 106. maddesinde adli para cezasının infazı düzenlenmiş olup, bu maddede mükerrirler hakkında hükmolunan adli para cezasının infazına ilişkin bir düzenlemeye yer
2. Ceza Dairesi         2012/15217 E.  ,  2013/1667 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname No : 6 - 2009/213100
    MAHKEMESİ : Banaz Asliye Ceza Mahkemesi
    TARİHİ : 22/10/2008
    NUMARASI : 2008/127 (E) ve 2008/407 (K)
    SUÇ : Hırsızlık

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Hükmü sanıklar H.. Y.., R.. A.. ve S.. D.. müdafiinin temyiz ettiği belirlenerek yapılan incelemede;
    Sanıklar hakkında ızrar suçundan dava açılmamış olup zamanaşşımı süresi içerisinde işlem yapılması mümkün görülmüştür.
    1- Sanıkların sorgularının yapıldığı 07.07.2008 tarihli talimat duruşma tutanağının 1. sayfasının zabıt katibi tarafından imzalanmaması suretiyle 5271 sayılı CMK’nun 219/1. maddesine aykırı davranılması,
    2- 22.10.2008 tarihli son celsede, sanıklar müdafiinin “lehe olan hükümlerin uygulanması” yönündeki talebinin 5237 sayılı yasanın 50. maddesini de içerdiği nazara alınmadan, sanık S.. D.. hakkında bu hususta olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi,
    3- 5237 Sayılı TCK.nun 58/6. maddesinde tekerrür halinde hükmolunan cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirileceği ve ayrıca mükerrir hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağı, öngörülmektedir. Aynı yasanın 7. fıkrası uyarınca da hükümlük kararında bu durumun belirtilmesi gerekmektedir.
    Mükerrirlere özgü infaz rejimi ve denetimli serbestlik tedbirlerinin yer aldığı 5275 Sayılı Kanunun 108. maddesinde ise, yalnızca mükerrirler hakkında tayin olunan özgürlüğü bağlayıcı ceza olan hapis cezalarının ne şekilde infaz edileceği belirtilmiş olup, bu maddede adli para cezasının infazı konusunda her hangi bir düzenleme bulunmamaktadır.
    5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 106. maddesinde adli para cezasının infazı düzenlenmiş olup, bu maddede mükerrirler hakkında hükmolunan “adli para cezasının” infazına ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiştir .
    Bu durumda, 5237 Sayılı TCK.nun 58, 5275 Sayılı Kanunun 106 ve 108. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, sanık hakkında adli para cezasına hükmedildiği için, hükümlülük kararında, mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimlik serbestlik tedbirinin uygulanacağının belirtilemeyeceği, sonucu ortaya çıkmaktadır.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle; sanık R.. A.. hakkında hükmolunan cezanın niteliği itibariyle 5237 Sayılı TCK.nun 58. maddesinin 6 ve 7. fıkraları uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve cezanın infazından sonra denetimlik serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilemeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
    4-Vekalet ücretinin sanıklardan eşit olarak alınması yerine, yazılı şekilde müştereken ve müteselsilen alınmasına karar verilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 31.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.