11. Hukuk Dairesi 2014/14702 E. , 2015/628 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada....Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 17/07/2014 tarih ve 2012/584-2014/397 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi.... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, yurt içi ve dışında tanınmış bir marka olan ..." markasının müvekkili adına tescilli olduğunu, davalının müvekkili markası ile açık surette ve iltibas yaratır şekilde "..." .... ..." ibaresinin büyük puntolar ile yazılı olduğu "......." markalarının bulunduğu ürünleri satışa hazır hale getirdiğinin tespit raporu ile sabit olduğunu, davalının bu eyleminin haksız rekabet ve marka hakkına tecavüz oluşturduğunu ileri sürerek, 556 sayılı KHK"nın 66/II-a hükmüne göre hesaplanacak 50.000,00 TL maddi tazminatın, haksız fiil tarihi 01.01.2010 tarihinden geçerli avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, her iki davalı yönünden zaman aşımı ve davalı....yönünden ise husumet itirazında bulunmuş olup, esas yönünden ise dava dışı .... isimli şahıs ile yaptıkları sözleşme uyarınca fason üretim yaptıklarını, "......."" markasının...."da anılan şahıs adına kayıtlı olduğunu, müvekkilinin bu marka ile fason üretim yapıp...."ya gönderdiğini, yurt içinde üretim yapıp satmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davalı şirket tarafından kullanılan ""......"" ibaresinin davacının tescilli markası durumunda olan ""...."" ibaresi ile iltibas yaratacak derecede benzer olduğu, bu yüzden de 556 sayılı KHK hükümleri çerçevesinde davalı şirketin markaya tecavüz fiilini gerçekleştirdiği, davalı ....."ın ise davalı şirketin yöneticisi olduğu, yönetici olması sebebi ile davalı olarak gösterildiği ancak hukuk davalarında muhatap tüzel kişilik olduğundan, davalı ..."a husumet yöneltilemeyeceği gerekçesi ile 10.938,79 TL maddi tazminatın 02.11.2010 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan ......"den tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, diğer davalı ..."a karşı açılan davada pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
(1) Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve eylemin aynı zamanda suç teşkil ettiğinin kesinleşmiş mahkeme kararı ile tespit edilmiş ve ceza zaman aşımı süresinin dolmamış bulunmasına göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
(2) Mahkemece, muhatabın tüzel kişilik olduğu, bu nedenlede davalı...."e yöneltilen davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilmiştir. Her ne kadar TTK"nın 542/2. maddesi uyarınca, vazifelerini ifa dolayısıyla müdürlerin işlemiş oldukları haksız fiillerden şirket sorumlu olur ise de, TMK"nın 50. maddesinde, tüzel kişinin iradesinin, organları aracılığıyla açıklanacağı, organların, hukuki işlemleri ve diğer bütün fiilleriyle tüzel kişiyi borç altına sokacağı, yine organların, kusurlarından dolayı ayrıca kişisel olarak sorumlu olduğu belirtilmiştir. Yani haksız fiilden dolayı müdür veya müdürler genel hükümlere göre, şirketler ise TTK"nın 542/2. maddesine göre sorumlu olabilirler. Markaya tecavüz sebebiyle sorumluluk davası haksız fiil ika eden ortaklık veya müdür aleyhine ayrı ayrı açılabileceği gibi birlikte de açılabilir. Bu durum karşısında mahkemece, davalı ... hakkındaki davanın yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi doğru olmadığı gibi, davacı vekilinin dava dilekçesinde tazminatın .... reeskont avans faizi ile birlikte davalılardan tahsil olarak talepte bulunduğu ve işin ticari niteliği gözden kaçırılarak yasal faize hükmedilmesi de doğru olmamış, hükmün temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.
(3) Bozma sebep ve şekline göre taraf vekillerinin vekalet ücreti ve yargılama giderlerine yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma sebep ve şekline göre taraf vekillerinin vekalet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, aşağıda yazılı bakiye 560,25 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 19/01/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.