17. Hukuk Dairesi 2015/3547 E. , 2017/11920 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın maddi tazminat yönü ile kabulüne, manevi tazminat yönü ile kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; 19/03/2008 günü davalı ... ... kullandığı aracın yaya geçidinden yürüyen ..., ... ve ..."e çarptığını, olay sonucunda, ..."in 07/08/2008 günü hayatını kaybettiğini, ..."in uzun süre tedavi gördüğünü, ..."in kaza nedeniyle yarı felçli hale gelme tehlikesi yaşadığını, ailenin kazadan ötürü maddi ve manevi büyük bir çöküntü yaşadığını, ... Sigorta A.Ş. trafik sigortasından alınan 61.335,00 TL maddi tazminatın verildiğinden bahisle, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının 19/08/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini, müvekkillerinin manevi ızdrabının bir nebze olsun tatmini ve adalet duygusunun sağlanabilmesi için 100.000,00 TL manevi tazminatın 19/03/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı beyanında; davanın dayanağı kaza ile ölüm olayı arasında illiyet bağının kesilmesinin söz konusu olduğunu, ... Tıp Fakültesi"nin ölüm olayına ilişkin raporunda ölüm sebebi olarak hastanın ... Hastanesinde enfeksiyon kapması olarak gösterildiğini, ... Sigorta A.Ş tarafından 61.335,38 TL müteveffanın yakınlarına maddi tazminata ilişkin ödeme yapıldığından davacıların tazminat talebinde bulunmalarının kanuna aykırı olduğunu, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; maddi tazminat davasının
kabulüne, davacı ... yönünden 23.600,00 TL, ... yönünden 2.870,00 TL, ... yönünden 3.497,00 TL, ... yönünden 5.069,00 TL, ... yönünden 6.635,00 TL maddi tazminatın 19/03/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, ... yönünden 10.000,00 TL, ... yönünden 2.000,00 TL ... yönünden 5.000,00 TL, ... yönünden 4.000,00 TL, ... yönünden 3.000,00 TL manevi tazminatın 19/03/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dair karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davacıların desteği olan ...’in vefatından dolayı maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuş ve dava dilekçesinde 100.000TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsilini talep etmiş, ancak H.M.K"Nin 26-31.madde uyarınca talep edilen manevi tazminat miktarının ne kadarının desteğin vefatından dolayı ne kadarının davacıların yaralanması nedeni ile istendiğini açıklamamış, mahkemece de bu talep açıklattırılmadan hüküm tesis edilmiştir.
2-Kabule göre de, verilen manevi tazminat miktarları çok azdır. Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacıca göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin M.K. 4. maddesi hükmüne göre bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın
alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı , olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacılar lehine takdir olunan manevi tazminatların çok az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 20.12.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.