17. Hukuk Dairesi 2015/4753 E. , 2017/11914 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; 20/06/2007 tarihinde müvekkillerinin murisi olan ..."ın sahip ve sürücüsü olduğu,... Sigorta Şirketi"ne ZMSS sigorta poliçesi ile sigortalı olan ... plakalı motosiklet ile seyir halinde iken karşı yönden gelen ... yönetimindeki araçla kafa kafaya çarparak yaşamını yitirdiğini, bunun üzerine davalı ... şirketinden tazminatın ödenmesi için talepte bulunulduğunu ancak bu başvurunun davalı tarafından reddedildiğini,fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere müvekkilleri murisin eşi, annesi ve babası için ayrı ayrı 300,00"er TL destekten yoksun kalma tazminatının poliçe limitlerine göre davalıdan 27/03/2009 tarihi itibariyle yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davayı kabul anlamına gelmemek üzere müvekkili şirketin sorumluluğunun kaza tarihi itibarı ile belirlenen teminatlarla sınırlı olduğunu, diğer araç sürücüsünün kusurlu olması halinde tüm sorumluluğun ... plakalı araçta olacağını, sigorta poliçesinin bir zenginleşme aracı olmayıp sadece gerçek zarar tutarını teminat altına aldığını, geride kalan hak sahiplerinin desteğin yardımından yoksun kalıp kalmadığının araştırılması gerektiğini belirterek haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile; davacı ... için 51.200,00 TL, davacı ... için 14.400,00 TL, davacı ... için 14.400,00 TL tazminatın 27/03/2009 tarihinden itibaren işleyecek yıllık %9 yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacılara ayrı ayrı ödenmesine dair karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava davacılar murisinin ölümü nedeni ile Borçlar Kanunu"nun 45. maddesi (6098 sayılı BK m. 53) gereğince destekten yoksun kalma tazminatının tahsili istemine ilişkindir. Bir insanın ölümü hukukî anlamda bir zarar olmamakla beraber, bu yüzden yine de bazı zararlar meydana gelmiş olabilir. İşte BK"nın 45/II. maddesinin (6098 sayılı TBK m. 53) öngörmüş olduğu hal, ölüm sonucu vukua gelen bir kısım zararların tazminini hükme bağlamaktadır. Bu hükme göre, ölenin yardımından faydalananlar, bu yüzden yoksun kaldıkları faydayı, tazminat olarak, sorumludan isteyebilirler. Buna “destekten yoksun (muinden mahrum) kalma tazminatı” denir. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK"nın 45/II. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Davalı destekten yoksun kalmadan ileri gelen somut zararı gidermek zorundadır. Bu nedenle tazminat hesabından önce zarar tutarını belirlemek gerekir. Bunun yanında amaç zarar görenin malvarlığındaki eksilmeyi giderme olduğuna göre, ölüm nedeniyle desteğini yitirenin elde ettiği çıkarlar varsa, bunların da zarar tutarından indirilmesi gerekir. Aksi halde zarar görenin malvarlığında olaydan önceki duruma göre bir artış meydana gelmiş olur. Buradaki amaç zarar görenin malvarlığını zenginleştirmek değil, desteğini yitiren kişiye ölümden önceki yaşam düzeyini sürdürebilme olanağı tanımaktır.Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, davacının ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir.
Somut olayda davacı destekten yoksun kalan eş ... hüküm tarihinden önce 28.12.2016 tarihinde evlenmiş olması bakımdan yukarıda yapılan açıklamalar gözönüne alındığında bakım ihtiyacının sona erdiği ve yitirilmiş destek ediminin yeni bir destek edimiyle karşılanmış olması dikkate alınarak davacının bakım ihtiyacının evlilik tarihine kadar hesaplanması gerekirken yazılı olduğu şekilde muhtemel yaşam süresi boyunca hesaplanması doğru görülmemiştir.SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ...vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ...vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 20/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.