17. Hukuk Dairesi 2015/4748 E. , 2017/11913 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... A.Ş vekili, davalı ... A.Ş vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davalı ..."un sürücülüğünü yaptığı ... plaka sayılı aracın 29/10/2009 tarihinde seyir halinde iken ... İlçesi ... Köyü mevkiinde direksiyon hakimiyetini kaybederek yol şerit çizgisinden çıktığını, bankette bisikleti ile seyir halinde bulunan ... çarparak ölümüne sebep olduğunu, kazaya sebebiyet veren ... plaka sayılı aracın ... A.Ş tarafından Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, kaza neticesi ölen ... müvekkili ..."nın oğlu, müvekkileri ..., ... ve ..."nun kardeşi olduğunu, ..."nın ölümünden önce müvekkili ..."nın geçimini temin ettiğini ve kendisine manen destek olduğunu, müvekkilleri ..., ... ve ... maddi ve manevi olarak destek olduğunu, kaza neticesinde manevi olarak zarar gören müvekkilleri ... için 10.000,00 TL, müvekkili ... için 2.000,00 TL, müvekkili ... için 2.000,00 TL, müvekkili ... için 2.000,00 TL manevi tazminatın davalılar ... ve ... A.Ş"den olay tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere ... için 3.000,00 TL, ... için 1.000,00 TL, İlyas Yazıcı için 1.000,00 TL,
... için 1.000,00 TL maddi tazminatın davalılar ..., ... A.Ş ve ... Sigorta A.Ş"den kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ...; davacının talep etmiş olduğu manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, tazminat talebinde bulunanların ölenin miras hukuku anlamında ikinci derecede yakınları olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; açılan maddi tazminat talebinin kabulü ile, davacı ... için 6.380,86 TL, davacı ... için 12.287,18 TL olmak üzere toplam 18.668,04 TL"nin davalılar ... ve ... yönüyle kaza tarihi olan 29/10/2009, diğer davalı ... A.Ş açısından dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte (sigorta şirketi yönünden poliçe limiti ile sorumlu olmak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, davacılar ... ve ... yönünden açılan davanın reddine, açılan manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, davacı ... için 6.000,00 TL, davacı ..., ... ve ... için ayrı ayrı 2.000,00 TL olmak üzere 6.000 TL ile birlikte toplam 12.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 29/10/2009 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar Mustafa ve ..."den tahsili ile davacılara verilmesine, dair karar verilmiş; hüküm, davalı ... A.Ş vekili, davalı ... A.Ş vekili ile manevi tazminata yönelik davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre,davalı ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının, davalı ... A.Ş ile davalı ... A.Ş vekilinin yerinde görülmeyen aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının, reddine karar verilmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Bir insanın ölümü hukukî anlamda bir zarar olmamakla beraber, bu yüzden yine de bazı zararlar meydana gelmiş
olabilir. İşte BK"nın 45/II. maddesinin (6098 sayılı TBK m. 53) öngörmüş olduğu hal, ölüm sonucu vukua gelen bir kısım zararların tazminini hükme bağlamaktadır. Destekten yoksun kalma tazminatı Borçlar Kanununun 45/II. maddesinde düzenlenmiş olup "ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir" şeklinde hükme bağlanmıştır.
Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK"nun 45/II.maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir.
Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir. Hukuk Genel Kurulu"nun 21.04.1982 gün, 979/4-1528 E., 412 K. sayılı kararında da belirtildiği gibi; "BK"nın 45. maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır, sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. O halde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür".
Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı kişi, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, bakılanın ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir.
Davalı destekten yoksun kalmadan ileri gelen somut zararı gidermek zorundadır. Bu nedenle tazminat hesabından önce zarar tutarını belirlemek gerekir.
Amaç zarar görenin malvarlığındaki eksilmeyi giderme olduğuna göre, ölüm nedeniyle desteğini yitirenin elde ettiği çıkarlar varsa, bunların zarar tutarından indirilmesi gerekir. Aksi halde zarar görenin malvarlığında olaydan önceki duruma göre bir artış meydana gelmiş olur. Buradaki amaç zarar gödenin malvarlığını zenginleştirmek değil, desteğini yitiren kişiye ölümden önce yaşam düzeyini sürdürebilme olanağı tanımaktır.
O halde hangi nedene dayanırsa dayansın, desteğini yitiren kişi ölümden önceki yaşam düzeyini sürdürebilme olanağına sahip ise destekten yoksunum zararından söz edilemez. Bakım ihtiyacını azaltan her ne olursa olsun onun indirilmesi gerekir. Bu indirim tazminattan değil zarar miktarı üzerinden yapılır. Yani ölüm nedeniyle elde edilen yarar uğranılan zarardan indirilip gerçek zarar belirlenmelidir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 06.03.1978 tarih ve 3 sayılı kararının gerekçesinde de "Destekten Yoksun Kalma Tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu" hususu vurgulanmıştır.
Kardeşler yönünden destek olduklarının kabulü için 4721 sayılı TMK 364. maddesine göre kardeşin kardeşe destek olması için gereken şartların bulunması aranmaktadır.
Destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin bu temel açıklamalardan sonra somut olaya bakıldığında, ...’in desteğinden yoksun kaldığı iddiasıyla kardeşi ... davacı olarak destek tazminatı talep etmiş olup, davacı ...’in özel bakımı gerektirecek derecede sakat veya iyileşmeyen bir hastalığının bulunup bulunmadığı yeterince araştırılmamış, sadece sosyal ve ekonomik durum araştırma tutanağına göre destek tazminatına hükmedilmiştir.Bu durumda davacı ... ile ilgili olarak desteğe ihtiyacı olup olmadığının araştırılması, bu konuda taraf delilleri toplanarak karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi, doğru olmamış, davalı ... A.Ş vekili, davalı ... A.Ş vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulması gerekmiştir.
3-Davalı ... A.Ş lehine reddedilen manevi tazminat yönü ile karar tarihi itibariyle maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken AAÜT 3. kısıma göre %12 üzerinden hesaplanan vekalet ücretine karar verilmesi de doğru olmamış, davalı ... A.Ş vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının, davalı ... A.Ş vekili, davalı ... A.Ş vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı ... A.Ş vekili, davalı ... A.Ş vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... A.Ş vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 1.070,28 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ..."dan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ... A.Ş vekili, davalı ... A.Ş"ye geri verilmesine 20.12.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.