23. Hukuk Dairesi 2012/95 E. , 2012/1018 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kooperatif genel kurul kararının iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı kooperatifin ortağı olduklarını, 2007 yılı olağan genel kurulunun 23.05.2007 tarihinde yeterli çoğunluk sağlanmadığından 07.06.2007 tarihinde yapıldığını, müvekkillerinin ortak olmadıkları, ortaklıklarının düşürüldüğü gerekçesiyle genel kurula alınmadıklarını ve oy kullanamadıklarını, ortaklıktan çıkarılmanın yönetim kurulunun teklifi ve genel kurulun kararı ile mümkün olduğunu, ihraç edildiklerine dair tebligat yapılmadığını, anasözleşmenin 86. maddesine göre yönetim ve denetim kurularının görev süresi 1 yıl olmasına rağmen 3 yıl için seçildiğini, 3337 ortaktan 2550 ortağın ortaklığına yasal olmayan yollarla son verilip 795 ortakla genel kurul yapıldığını, genel kurulda alınan tüm kararların yasa, tüzük ve anasözleşmeye aykırı olduğunu ileri sürerek, 06.07.2007 tarihli genel kurulun ve genel kurulda alınan tüm kararların iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, genel kurulda alınan kararların yasa, anasözleşme ve iyiniyet kurallarına uygun olduğunu, davacıların ortaklık sıfatı bulunmadığı için iptal davası açma hakları bulunmadığını, ortak olduklarını gösteren bilgi ve belge bulunmadığını, çağrıda usulsüzlük veya haksız bir şekilde toplantıya alınmamanın genel kurulda alınan kararların iptalini gerektirmediğini, iptal için alınan kararların kanuna, anasözleşmeye ve iyiniyet esaslarına aykırı olması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekilinin temyiz istemi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesince; dava genel kurulda alınan kararların iptaline ilişkin olup, 1163 sayılı Yasa’nın 53. maddesi hükmüne göre, çağrıdaki usulsüzlük sadece ortaklara dava hakkı verir. Alınan kararın iptali için ayrıca yasa, anasözleşme ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğunun kanıtlanması gerekir. Dava konusu genel kurulda divan heyetine denetçinin seçilmesi (divan heyetine seçilenlerin denetçi olmadığı anlaşılmaktadır) tek başına alınan kararların iptali sonucunu doğurmayacağı gibi, birinci toplantı tarihi ile ikinci toplantı tarihi arasında 15 günlük süreye uyulmaması da yine kararların iptali sonucunu doğurmaz. Ayrıca, davada davalı taraf anasözleşmede değişiklik yapılarak yönetim kurulu ve denetim kurulu üyelerinin görev sürelerinin 3 yıla çıkarıldığını savunduğu halde mahkemece bu
yönde bir inceleme yapılmadan bu hususta alınan kararın iptali cihetine gidilmesinin de doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuş, mahalli mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, iptali istenen genel kurulda alınan kararların anasözleşme ve iyi niyet kurallarına aykırı olduğunun kanıtlanamadığı, kooperatif anasözleşmesinin 69. ve 89. maddelerinde yapılan ve ticaret sicilinde yayınlanan değişiklik ile yönetim kurulu ve denetim kurulu üyelerinin en az bir, en fazla 4 yıl için seçileceği, genel kurulda süre belirlenmemesi halinde bir yıl için seçilmiş sayılacaklarının düzenlenmiş olması, iptali istenen genel kurulda sürenin 3 yıl olarak belirlenmiş olmasının sözleşmeye uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 14.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.