19. Hukuk Dairesi 2014/4051 E. , 2014/8192 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Korkuteli Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/09/2013
NUMARASI : 2013/122-2013/443
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davalı tarafın icra takibinden 27.06.2012 tarihinde vazgeçtiği gözönünde bulundurularak esası hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına, davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacılar vekili, davalı Halk Bankası’nın Korkuteli Şubesinden kredi kullanıp teminat olarak taşımaz ipoteği verdiklerini, bankanın 23.885.56 TL.alacak için 2008/1088 Esas sayılı icra takibi yaptığını, itiraz üzerine takibin durduğunu ve itirazın iptali davası açtığını, daha sonra Halk Bankası 100.Yıl Şubesine hiçbir borçları olmadığı halde anılan şubenin aleyhlerine 2008/1400 Esas sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibinde 130.000 TL.alacak talep ettiğini, oysa borcun Korkuteli Şubesine ve 23.885.56 TL.olduğunu ileri sürerek 2008/1400 Esas sayılı icra takibinde 106.114.44 TL.borçlu olmadıklarının tespitini ve takibin bu kısmının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 2008/1400 Esas sayılı icra takibinde alacaklı olarak Korkuteli Şubesi yerine, 100.Yıl şubesi yazılmasının maddi hata olduğu gibi bankanın tüzel kişiliğinin önemli olduğunu, tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile takip yapıldığını beyan ederek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece ipoteğin Korkuteli Halk Bankası Şubesinden kullanılan kredilerin teminatı olduğu, takipte alacaklı olarak gösterilen 100.Yıl Şubesinin bir alacağı bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davacının icra takibinde 106.114.44 TL.borçlu olmadığının tespitine, takibin haksız ve kötüniyetli olduğundan % 40 tazminatın tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı banka vekilince temyiz edilmiştir.
Dairemizin 02.11.2011 tarih 11616-13618 Karar sayılı ilamı ile hükmün onanması üzerine davalı vekilince karar düzeltme isteminde bulunulmuş olmakla, yeniden yapılan inceleme sonucunda verilen ve hükmüne uyulan Dairemiz bozma ilamında; “davalı vekili, 27.06.2012 tarihli dilekçesi ile davaya konu icra takibinden feragat ettiğini bildirmiş olup, davanın esası yönünden konusu kalmamış ise de, diğer hususlar yönünden bir hüküm oluşturmak üzere karar düzeltme isteminin kabulü ile hükmün bozulması gerekmiştir. (19 H.D. 12.10.2006-2084 E.-9542 K.).” denilmiştir.
Mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; Yargıtay bozma ilamında belirtildiği şekilde davalı tarafın icra takibinden 27/06/2012 tarihinde vazgeçtiği göz önünde bulundurularak esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına ve esas hükme bağlı olan icra inkar tazminatı yönünden ise şartların oluşmadığından bahisle davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
1- Somut olayda davacı tarafından menfi tespit davası 08.07.2009 tarihinde açılmış olup dava konusu borçlu olunmadığı ve iptali istenen Korkuteli İcra Müdürlüğü"nün 2008/1400 E. sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi 24.06.2008 tarihinde yani dava açılmadan önce başlatılmıştır. Dava tarihi itibariyle icra takibi mevcut olup davalı banka ise 27.06.2012 tarihinde takipten vazgeçmiştir. İİK’nın 72/5.md. gereği davacı-borçluyu dava açmaya zorlayan takibin
haksız ve kötü niyetli olması halinde davacı lehine kötü niyet tazminatına hükmedileceği düzenlenmiş olup davanın açıldığı tarihte takip mevcut olduğuna ve iş bu davada Korkuteli Şubesince kullandırılmış kredi karşılığında taşınmazın üzerinde ipotek tesis edildiği, takibin ise Yüzüncü Yıl Şubesi tarafından yapılmış olduğu, anılan şubeye davacının borçlu olmadığı tespit edildiğine ve davalı banka da Dairemiz Yerel mahkeme kararını onadıktan sonra takipten vazgeçtiğine göre davalı banka aleyhine %40 kötü niyet tazminatına karar verilmesi gerekirken davacının bu talebinin reddi doğru görülmemiştir.
2-Diğer taraftan, davacı dava tarihinde iş bu davayı açmakta haklı olduğuna göre ve davalı takipten vazgeçtiğine ve dava konusuz kaldığına göre 2013 yılı AAÜT’nin 6. maddesinde; davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulhte ücret düzenlenmiş olup buna göre; (1) Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulh nedenleriyle; delillerin toplanmasına ilişkin ara kararı gereğinin yerine getirilmesinden önce giderilirse, tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, karar gereğinin yerine getirilmesinden sonra giderilirse tamamına hükmolunur.” denilmiş olup davalı deliller toplandıktan sonra takipten vazgeçtiğinden anılan tarife hükmü gereği davacı yararına nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru görülmemiş bu nedenle de hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacılar yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 30.04.2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
Dairemizin 16.10.2012 tarihli ve 2012/11195 E., 2012/15103 K. sayılı karar düzeltme talebinin kabulü ile yerel mahkeme hükmünün bozulması kararında belirttiğim gerekçeyle, sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyorum.