22. Hukuk Dairesi 2015/34804 E. , 2016/398 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Taraflar arasındaki, kıdem tazminatı, yıllık izin, ücret, fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı sebeplerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 13.10.2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına vekili Avukat ... geldi. Karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-4857 sayılı İş Kanunu"nun 120. maddesi yollamasıyla, halen yürürlükte bulunan mülga 1475 sayılı Kanun"un 14. maddesinin onbirinci fıkrası hükmüne göre, kıdem tazminatının gününde ödenmemesi durumunda mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilmelidir. Faiz başlangıcı ise fesih tarihi olmalıdır. Ancak, yaşlılık, malullük aylığı ya da toptan ödeme almak için işyerinden ayrılma halinde, işçinin bağlı bulunduğu kurum ya da sandığa başvurduğunu belgelemesi şarttır. Bu halde faiz başlangıcı da anılan belgenin işverene verildiği tarihtir. Emekliliğe hak kazanma belgesi işverene bildirilmemişse, işverence kıdem tazminatı olarak ilk taksitin ödendiği tarih bakiye kıdem tazminatı için faiz başlangıcı sayılmalıdır. Böyle bir taksit ödemesi de olmadığı durumlarda faiz başlangıcı, davanın açıldığı ya da icra takibinin yapıldığı tarihtir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı işçi, noterlik vasıtasıyla keşide ettiği 14.01.2013 tarihli fesih bildiriminde, yaş dışında kalan emeklilik şartlarını sağlaması sebebiyle iş sözleşmesini feshettiğini bildirmiş ise de söz konusu bildirim ekinde bahsi geçen şartları sağladığını gösterir belge işverene sunulmamıştır. Davacının, yaş dışında kalan emeklilik şartlarını sağladığına ilişkin belgeyi ilk kez, noterlik vasıtasıyla keşide ettiği, 13.02.2013 tarihli ihtarname ekinde işverene sunduğu anlaşılmakta olup, 21.02.2013 tarihinde işverene tebliğ edilen bu ihtarnamede kıdem tazminatının ödenmesi için işverene bir haftalık süre tanınmıştır. Bu halde, mahkemece hüküm altına alınan kıdem tazminatı alacağına, 01.03.2013 tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde iş sözleşmesinin fesih tarihinden itibaren faize hükmedilmesi hatalıdır. Söz konusu hata, bozma sebebi ise de yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi uyarınca halen yürürlükte olan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda yazılı sebepten, temyiz olunan kararın hüküm sonucunun “1” numaralı bendinde yer alan "akdin feshi” kelimelerinin silinerek yerine "01.03.2013” ifadesinin yazılmasına ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davalı yararına takdir edilen 1.100,00 TL duruşma avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 12.01.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.