13. Ceza Dairesi 2015/17210 E. , 2016/10608 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, iftira
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
A-Hırsızlık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
... Asliye Ceza Mahkemesinin 2003/910-1247 sayılı 02.01.2006 tarihinde kesinleşen ve 27.01.2012 tarihinde infaz edilen 2 yıl 8 ay hapis cezası içeren ilam yerine hakkında beraat kararı verilen sanık ...’un adli sicil kaydında yer alan ilamın tekerrüre esas alınması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’un temyiz istemi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından 5237 sayılı TCK"nın 58. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün "Sanığın ... Asliye Ceza Mahkemesinin 2003/910-1247 sayılı hükmü nedeniyle mükerrir olduğu anlaşıldığından 5237 sayılı TCK"nın 58. maddesi uyarınca cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"un 326/son maddesi uyarınca sanığın aleyhe değiştirmeme ilkesi gözetilerek 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 108/2. maddesi gereğince mükerrir olan sanık hakkında koşullu salıverme süresine eklenecek miktarın .... Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/385-921 sayılı ilamına konu olan 10 ay hapis cezası esas alınarak belirlenmesine" şeklinde değiştirilmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B-İşlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanmak suretiyle iftira suçundan kurulan hükmün incelenmesine gelince;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanığın 01.01.2011 tarihinde Kadıköy ilçesinde şüphe üzerine yakalandığında üzerinde uyuşturucu madde ile yakalandığı sırada kardeşi mağdur ...’un kimlik bilgilerini kullandığının ve 31.07.2011 tarihinde bu defa mağdur ...’ın cebinde bulunan cep telefonunu çaldığından dolayı ... ilçesinde yakalandığında aynı şekilde kardeşi mağdur ... kimlik bilgilerini kullandığının anlaşılması karşısında; sanığın işlediği iki ayrı suç arasında makul kabul edilemeyecek bir zaman aralığının bulunması halinde, suç işleme kararında birlik bulunamayacağının kabul edilmesi nedeniyle, eyleminin ayrı ayrı suç olarak kabulü gerekirken, zincirleme suç olarak kabulüyle noksan ceza tayini,
2-Mağdur ... hakkında mahkumiyet kararı verilmesinden sonra sanığın 13.10.2011 tarihinde Mahkemeye gönderdiği temyiz dilekçesinde, yakalandığında kardeşi ...’a ait kimlik bilgilerini kullandığını, gerçek isminin “...” olduğunu beyan ettiği ve etkin pişmanlık gösterdiğinin anlaşılması karşısında; sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 269/3-b maddesinin uygulanmaması,
3-Kabule göre de;
Zincirleme suçlardan biri hakkında kurulan hükmün kesinleşmesinden sonra Mahkemece, sanık hakkındaki sonuç cezanın belirlenmesi sırasında, sanığın eylemine uyan yasa maddelerinin 5237 sayılı TCK"nın 43/1. maddesiyle birlikte uygulanmak suretiyle tespit edilen sonuç cezadan, sanık hakkında kesinleşen hükümde belirlenen (... Asliye Ceza Mahkemesinin 18.09.2012 tarih ve 2012/256-765 sayılı ve 09.07.2014 tarihinde kesinleşen kararı ile TCK"nın 267/1 ve 62 maddeleri gereğince hükmolunan 10 ay hapis cezası) ceza düşülmek suretiyle ek cezaya hükmolunması suretiyle ceza tayini yerine, yazılı şekilde 5237 sayılı TCK"nın 267/1, 43/1 ve 62. maddeleri gereğince yeniden hüküm verilmek suretiyle fazla cezaya hükmolunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’un temyiz istemi bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme uygun olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’un 326/son maddesi uyarınca sonuç ceza bakımından kazanılmış hakkın korunmasına, 07.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.