MAHKEMESİ : ANKARA 9. SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/09/2013
NUMARASI : 2013/414-2013/1004

Taraflar arasında görülen tespit ve tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .... raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava,tapu kaydında malik gözüken kişi ile murisinin aynı kişi olduğunun tespiti ve yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltimesi isteklerine ilişkindir.
Davacı,19 adet (9000 ada 1,7,8,9 ve 10;9001 ada 1,2,3,4,5,6,7,42,43,44 ve 45;37275 ada 2,3 ve 4 parsel sayılı) taşınmazda babası olan paydaş murisin tapu kaydında "Hasan oğlu Mustafa" olarak yazılı isminin nüfus kaydına uygun "Hasan oğlu M.. H.." olarak soyadının eklenmesi suretiyle düzeltilmesini ve tapu kayıt maliki ile murisinin aynı kişi olduğunun tespitini istemiştir.
Mahkemece,iddianın sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, Tapu Müdürlüğü temyiz etmiştir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere,hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, tapu kaydında paydaş malik "Hasan oğlu Mustafa" ile davacının murisi "Hasan oğlu M.. H..""nın aynı kişi olduğu gözetilerek tespit hükmü kurulması doğru olduğu gibi kayıt maliki "Hasan oğlu Mustafa" bakımından nüfus kayıtlarına uygun soyadının "Helvacı" olarak eklenmesi suretiyle tapu kayıtlarında düzeltme yapılarak davanın kabulüne karar verilmiş olmasında da kural olarak bir isabetsizlik yoktur.Davalı vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Ancak,dava konusu taşınmazların bir kısmının dava tarihinden önce diğer kısmının da yargılama sırasında imar işlemine tabi tutularak imar parsellerinin oluştuğu ve yeniden tescil edildiği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, son tapu kayıtları getirtilerek bunlar üzerinden düzeltme yapılması gerekirken sicil kaydı kapanan ve hukuki varlığını yitiren eski parseller üzerinden hüküm kurulması isabetsizdir.
Davalı vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlere hasren (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 17.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.