19. Hukuk Dairesi 2013/10861 E. , 2014/8178 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 18/12/2012
NUMARASI : 2011/220-2012/577
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av. .... gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişki kapsamında cari hesap alacağının tahsili için yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına, %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davacıya olan borcunu bankadan EFT yaparak ve ihracat gider faturası ile ödediğini, davacıya hiçbir borcu kalmadığını ileri sürerek davanın reddi ile %40 kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; taraflar arasında aracı ihracatçılık sözleşmesinden doğan ticari ilişkide ihtilafın, davalının 03.03.2009 ve 14.05.2009 tarihli banka EFT"si ile yapmış olduğu ödemelerden kaynaklandığı, davacı 03.03.2009 tarihli 85.296,27-Euro"luk ödemenin 4.522,32-Euro"luk kısmının kendisine yapıldığını, kalan kısmın ise davacının grup şirketi olan E.. Giyim Sanayi Ticaret A.Ş. nin davalıdan olan alacağına mahsup edildiğini belirterek, kayıtlarına bu şekilde işlediği,. davalının ise 85.296,27-Euro"nun 15.945,39-Euro"luk bölümünü davacı yana ödediğini, swift mesajı ve banka dekontunda hangi faturalara istinaden ödeme yapıldığının açıklandığını ileri sürdüğü, ayrıca 14.05.2009 tarihli 11.951,03-Euro"luk banka ödemesinin de davacı kayıtlarında yer almadığı, 818 sayılı BK’nun 85. maddesinde borçluya birden fazla borcu bulunduğunda borçlarından hangisini ödediğini beyan etme hakkı verildiği, somut dava bu hüküm çerçevesinde değerlendirildiğinde, swift mesajında ve 03.03.2009 tarihli banka dekontunda hangi faturalara istinaden ödeme yapıldığının davalı şirket tarafından açıklandığı, bu durumda davacının açıklama doğrultusunda öncelikle yatırılan paradan kendi alacağına mahsup yapması, bundan sonra kalanı dava dışı şirket hesabına aktarması gerektiği, bu durumda 85.296,27-Euro"luk ödemenin 15.945,39-Euro"luk bölümünün davacıya ödendiği sonucuna varıldığı, diğer ödeme olan 14.05.2009 tarihli 11.951,03-Euro bedelli banka dekontu üzerinde 533 nolu fatura için ödendiği açıklamasının bulunduğu, davacının bu ödemeyi ticari defterlerine kaydetmediği, ödemenin hangi faturaya istinaden yapıldığı borçlu tarafça açıkça belirtildiğinden bu ödemenin davacıya yapılan bir ödeme olduğunda kuşku bulunmadığı, tarafların defterlerindeki kayıtlar yukarıda belirtilen iki husus haricinde örtüştüğünden, davalının 15.945,39-Euro ve 11.951,03-Euro"luk ödemeleri nedeniyle davacıya borcunun bulunmadığı sonucuna varılmakla davanın reddine, davacının takipte kötü niyetli olduğu anlaşılamadığından davalı yanın kötü niyet tazminat talebinin de reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davalı vekili cevap dilekçesinde davacıya olan cari hesap borcunu banka kanalıyla EFT yaparak ve ihracat gider faturası düzenlemek suretiyle ödediğini ileri sürmüştür. Bu bağlamda, davalı tarafça davacı adına 03.06.2009 tarihinde “ihracat gideri yansıtılması” adı altında düzenlenen faturanın davacıya 26.06.2009 tarihinde tebliğ edildiğine dair posta alındı dekontu örneğini ibraz etmiş ise de bu belgede teslim edilen evrakın fatura olduğu belirtilmeyip teslim edilenin koli olduğuna dair işaret konulduğu ve S. Ç. imzasına tebliğ edildiği görülmüştür. Davacı tebliğ alan kişinin kendi çalışanı olmadığını iddia etmiştir. Kaldı ki dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda da davalı tarafça düzenlenen bu faturanın davacının defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacıya tebliğ edildiğinin ve fatura içeriği bedeli hak ettiğinin ispata muhtaç olduğu tespit edildiği halde mahkemece bu faturanın davalı ödemesi olarak kabul edilip edilmeyeceği üzerinde durulup karar yerinde tartışılmaksızın yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) no"lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer itirazlarının reddine, (2) no"lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir olunan 1100 TL. duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 30.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.