
Esas No: 2013/10092
Karar No: 2014/8174
Karar Tarihi: 30.04.2014
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2013/10092 Esas 2014/8174 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan kimse gelmemiş olduğundan, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında imzalanan 25.09.2009 tarihli sözleşme kapsamında davalının ürünlerinin Diyarbakır bölgesinde distribütör toptan bayii olarak satışı hususunda anlaştıklarını, sözleşme devam ederken davalı şirketin müvekkiline bildirimde bulunarak ... marka zeytinlerin artık bölgede satılmayacağını, bölgeden çekileceklerini bildirdiklerini, 08.06.2011 tarihinde tutulan tutanakta davalı ... Yönetcisi ... ve ...ya Fabrika Yöneticisi ...’in kendilerinin alacaklı olduğu 23.149 TL.nin mahsubu halinde müvekkilinin 57.003,22 TL. alacaklı olduğunu teyid ettiklerini, davalının alacağını tahsil etmek için icra takibi başlattığı halde müvekkilince keşide edilen ihtarname ile talep edilen halen müvekkili elinde bulunan mallar ile bayilerden gelen bozuk ayıplı malların tutarı 41.090,00 TL. ile davalı tarafından ödenmesi sözleşme ile taahhüt edilen bölge harcamaları tutarı olmak üzere toplam 80.152,21 TL.den davalı alacağı olan 23.149,16 TL.nin mahsubu halinde kalan 57.003,22 TL. alacağını ödemediğini ileri sürerek müvekkilinin 57.003,22 TL. alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili ile davalı arasında akdedilmiş herhangi bir bayilik sözleşmesi bulunmadığını, davacının davasına konu 25.09.2009 tarihli sözleşmeyi müvekkili adına imza ile temsil etmiş görünen Bölge Satış Temsilcisi ...’nun müvekkili şirkete ait imza sirkülerinden de görüleceği üzere müvekkili şirketi bu konuda temsil ve imza yetkisinin bulunmadığını, davacının iddia ettiği gibi taraflar arasında bir bayilik ilişkisi bulunmayıp emtia satışına dayanan bir ticari satım ilişkisinin söz konusu olduğunu, müvekkilinin bu ilişkiden doğan 23.279,43 TL. cari hesap alacağının tahsili için ... 3. İcra Müdürlüğü’nün 2012/52 E. Sy. Takip dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davacı ile davalı arasında bayilik sözleşmesi imzalanmamış olduğundan bölge harcamaları adı altında talep edilen 39.062,22 TL. alacağın ve talebin hukuki dayanağı bulunmadığını, davacı tarafından iade ürün adı altında 41.090,00 TL. talep edilen alacak yönünden ise müvekkili şirket tarafından davacıya konsinye mal satışı yapılmadığından bu alacağın da talep edilemeyeceğini, davacıya bozuk ve mal ayıplı satıldığı iddiası ile ilgili olarak davacının yasal süresinde ayıp ihbarında bulunmadığı gibi malın ayıplı olduğunu gösterir herhangi bir tespit yapılmadan aradan 8-10 ay geçtikten sonra davacının bu yönde ileri sürdüğü iddiasına itibar edilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere göre; Davacının iddasının dayanağı olan bayilik sözleşmesi 25.09.2009 tarihinde davalı şirketi temsilen ... tarafından imzalanmış ancak ... Ticaret Odasının 06.05.2011 tarihli yazısına göre sözleşme tarihinde şirket temsilcilerinin ..., ..., ..., ..., ... olduğu anlaşılmış dolayısı ile yetkisiz temsilci ... ile yapılan bayilik sözleşmesi davalı şirket yönünden borç ve yükümlülük doğurmayacağı kanaatine ulaşıldığı, taraflar arasında ticari mal olan zeytin alışverişi yapılmış olup bir kısım ürünlerin kullanma süresinin geçtiği, bir kısmının ayıplı olduğu, keşif sonucu düzenlenen gıda mühendisi raporunda tespit olunduğu, davacı ve davalı şirketler tacir olup basiretli iş adamı gibi hareket etmekle yükümlü oldukları, bu bağlamda alıcının eğer maldaki ayıp belli ise teslimden itibaren iki gün, eğer açıkça belli değil ise 8 gün içerisinde durumu satıcıya bildirmek zorunda olduğu, bununla birlikte davacı tarafça ayıplı mal bildiriminin davalı tarafa 6-7 ay gibi bir zaman sonra yapılmış olduğundan süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 30.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.