Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 21.10.2010 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 20.01.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı H.. G.. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi uyarınca geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir. Davacı, davalılara ait 15, 16, 17, 19, 20, 21 ve 40 parsel sayılı taşınmazlar üzerinden kendisine ait 41 parsel sayılı taşınmaz lehine geçit hakkı kurulmasını talep etmiştir. Mahkemece, dava kabul edilerek 41 parsel sayılı taşınmaz lehine 15 ve 19 parsel sayılı taşınmazlar üzerinden geçit hakkı kurulmuştur. Hükmü, davalı H.. G.. vekili temyiz etmişlerdir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalı davalı H.. G.. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.Somut olaya gelince; mahkemece ikinci keşfin yapıldığı 10.09.2011 tarihindeki mahalli rayiçlere göre 05.07.2011 tarihli rapor ile geçit bedelinin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş olduğu gözetilmeden keşif tarihinde belirlenen değerin hükme esas alınması doğru olmadığından mahkemece bu konuda bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle taşınmazın değeri yeniden belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Kabule göre de; hüküm sonucunda depo edilen geçit bedelinin 15 ve 19 parsel sayılı taşınmaz maliklerinden hangisine ne miktarda ödeneceğinin belirtilmemesi de doğru değildir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.10.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.