18. Ceza Dairesi 2015/44510 E. , 2017/15432 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Görevi yaptırmamak için direnme, hakaret
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Olay tutanağı, müşteki ve tanık ifadeleri, olayın oluş şekliyle tüm dosya kapsamına göre, sanık ... hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan hükümde, TCK’nın 265/4.fıkrası uyarınca artırım yapılması yerinde görüldüğünden, bu hususla ilgili tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir.
1-) Sanıklara yükletilen görevi yaptırmamak için direnme eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanıklar tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükümleri etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak;
TCK"nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun, uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağının ortadan kalkmış olması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ile sanık ...’in temyiz iddiaları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükümlerin BOZULMASINA, ancak; bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, 5320 sayılı Yasanın 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesi uyarınca hüküm fıkrasından TCK"nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluklarının uygulanmasına ilişkin kısımların çıkartılması suretiyle HÜKÜMLERİN DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2-) Sanık ... hakkında hakaret suçlarından kurulan hükmün temyizine gelince;
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
a) Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir. Olay günü sanığın mağdur polis memuruna hitaben söylediği “ulan” şeklinde ve kaba hitap tarzı niteliğindeki sözlerin, katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı, ayrıca, yerel Mahkemece sanığın sinkaflı sözler söylediğinin kabul edildiği, buna karşın olay tutanağında sanığın sinkaflı sözcükler kullandığından bahsedilmediği, mağdur ... ile tanıklar ..., ...,..., ..., ..., ... ve ...’in aşamalarda alınan ifadelerinde sanığın sinkaflı sözler kullandığına ilişkin bir beyanlarının bulunmadığı, tanıklar ... ve ...’in ise soruşturma aşamasındaki beyanlarının aksine mahkeme aşamasında sanığın sinkaflı sözler söylediğini ifade etmelerine rağmen ifadeleri arasındaki çelişkinin giderilmediği, sanığın da aşamalardaki savunmalarında suçlamaları kabul etmediği göz önüne alındığında, sanık savunmaları, mağdur ve tanık beyanları arasındaki çelişkiler giderilmeye çalışılarak, bu şahısların anlatımlarına ne suretle itibar edilip edilmediği açıklanıp tartışılmadan, eksik kovuşturma ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
b) Kabule göre de; TCK"nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun, uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağının ortadan kalkmış olması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’in temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 25.12.2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.