22. Hukuk Dairesi 2014/27776 E. , 2016/381 K.
"İçtihat Metni"
Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, fazla mesai, yıllık izin ücreti, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı ve ihbar olunan avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma ve dini bayram tatili ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının işçilik alacaklarından alt işveren şirketin sorumlu olduğunu, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davacının kendi isteğiyle işten ayrıldığını, dava konusu alacak taleplerinin haksız olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
İhbar olunanvekili, davacının müvekkili şirkete bağlı olarak davalı Belediye işyerinde çalıştığını, işçilik alacaklarından müvekkilinin sorumlu olmadığını, dava konusu alacak taleplerinin haksız olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı ihbar olunan vekili ve davalı vekili temyiz etmiştir.
1-İhbar olunanın temyizi yönünden;
İhbar olunan hakkında temyize konu kararda bir hüküm kurulmadığı anlaşılmakla, ihbar olunanın kararı temyiz hakkı bulunmadığından temyiz isteminin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 427. ve 432. maddeleri uyarınca REDDİNE karar verilmesi gerekmiştir.
2-Davalının temyizine gelince;
Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
3-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 187. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan ıslah müessesesi, mahkemeye yöneltilmesi gereken tek taraflı ve açık bir irade beyanı ile tarafların dilekçelerinde belirttikleri vakıaları, dava konusunu veya istem sonucunu değiştirebilmesi imkanını sağlamaktadır. Usule ilişkin işlemlerin tamamen ya da kısmen ıslahı mümkündür. Ancak, her iki durumda da usulüne uygun açılmış bir davanın bulunması şarttır. Başka bir anlatımla ıslah, açılmış bir davada taraflarca yapılmış usule ilişkin işlemlere yönelik olarak yapılmalıdır. Bu bağlamda, yargılaması devam eden bir dava içinde ıslah ile ikinci bir davanın açılması imkanı bulunmamaktadır. Davacı isterse dava dilekçesini tamamen ıslah ederek dava konusunu değiştirebilirse de, yeni dava konusu önceki dava konusunun yerine geçer ve yine tek bir dava sözkonusu olur.
Somut olayda, dava dilekçesinin açıklamalar kısmında, davacının hafta tatilinde çalıştığına yönelik beyanlara yer verilmiş ise de, dilekçenin talep sonucunda, kıdem tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma ve dini bayram tatili ücreti alacakları talep edilmiş olup, hafta tatiline yönelik bir istem bulunmamaktadır. Bilirkişi raporunda, talep aşımı yapılarak hafta tatili ücreti alacağının da hesaplanması üzerine, davacı vekili ıslah dilekçesiyle ayrıca hafta tatili alacağını da talep etmiştir. Mahkemece, dava dilekçesinde yer almamasına rağmen, ıslah dilekçesinde yer alan hafta tatili alacağı talebi kabul edilmiştir. Dava dilekçesinde yer almayan bir istemin, belirtili şekilde ıslah yoluyla dava kapsamına eklenmesinin mümkün olmaması sebebiyle, mahkemece hafta tatili alacağı bakımından usulüne uygun dava açılmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, talebin esastan değerlendirilerek kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.
4-Mahkemece, davacı tanık anlatımlarına itibarla, davacının fazla çalışma yaptığı ve dini bayramlarda çalıştığı kabul edilerek, karşılığı ücret alacakları hüküm altına alınmış ise de, davacı tanıklarının da davalı aleyhine dava açtığı anlaşılmakta olup, iş bu davada iş yerindeki çalışma düzeninin belirlenmesi açısından menfaatlerinin bulunduğu açıktır. Salt husumetli tanık beyanlarıyla sonuca gidilmesi mümkün değildir. Dosya kapsamında, fazla çalışma yapıldığına ve tatil günlerinde çalışıldığına dair itibar edilmesi mümkün yazılı belge de bulunmamaktadır. Bu durumda, fazla çalışma ve dini bayram tatili ücreti alacaklarına yönelik taleplerin reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.
5-Mahkemece, gerekçeli karar başlığında da açıkça belirtildiği üzere, davada “ihbar olunan” sıfatıyla yer almaktadır. Hal böyle olmakla birlikte, gerekçeli kararda, ihbar olunan şirket vekilinin cevap dilekçesinin özetlendiği paragrafta, maddi hataya dayalı olarak, ihbar olunan şirketten “davalı” şeklinde bahsedildiği görülmektedir. Bozma ilamı sonrasında tesis edilecek kararda, söz konusu maddi hatanın giderilmesi gerekliliği gözden kaçırılmamalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.