23. Hukuk Dairesi 2011/4551 E. , 2012/989 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün davacılar vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacılar vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... ve davacı asil ... gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacılar vekili,müvekkillerinin davalı kooperatifin ortağı, diğer davalıların da kooperatifin yönetim ve denetim kurulu üyesi olduklarını, müvekkillerinin ortaklık aidatlarını ödemelerine rağmen 2005 yılından bu yana genel kurullara çağrılmadıklarını, kooperatifin 30 konut yapacak arsası bulunmasına rağmen 80 ortak kaydedilerek fazladan kaydedilen ortaklara daire verilmediğini, konut verilemeyen 50 kişiden haksız yere aidat toplandığını, müvekkillerinin ödedikleri aidat karşılığında kooperatiften daire almalarının mümkün olmadığını ileri sürerek, şimdilik 40.000,00 TL "nin ödeme tarihlerinden itibaren faizleriyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar..., ... ve davalı kooperatif vekili, davacıların halen kooperatif ortağı olduklarını, ortaklıktan ayrılmayan veya ihraç edilmeyen ortakların ödedikleri aidatları kooperatiften isteyemeyeceklerini, üye sayısının artırılmasının genel kurul kararına dayalı olduğunu, 2007 yılında yapılan genel kurulda, aidat borcunu ödeyen ortakların birinci etapta, ödemeyenlerin ise ikinci etapta konut almalarına karar verildiğini, davacıların aidat borcunu ödememeleri nedeniyle birinci etap konutlardan inşaatı devam eden ikinci etap konutlara aktarıldıklarını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davacıların, ödedikleri aidatları kooperatif ile yönetim ve denetim kurulu üyelerinden tahsilini istedikleri, davacıların daire verilmemesi nedeniyle daire karşılığı tazminat isteminde bulunmadıkları, kooperatif ortaklığından ihraç edilmeyen veya istifa etmeyen ortakların ödedikleri aidatları kooperatiften isteyemeyecekleri, davacıların kooperatiften alacağı bulunsa dahi yönetim ve denetim kurulu üyelerinin alacaktan şahsi olarak sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle davalı kooperatife yönelik davanın esastan, yönetim ve denetim kurulu üyelerine yönelik davanın pasif dava ehliyeti bulunmadığından reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, kooperatifin ortağı olan davacılara konut verilememesi nedeniyle uğranılan zarara karşılık konut bedelinin tazmini istemine ilişkindir. Husumet kooperatif ve yönetim kurulu üyelerine yöneltilmiştir. Mahkemece, dava, çıkma alacağı olarak nitelendirilerek davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, davacılar vekilinin dava dilekçesinde, daire sayısından fazla ortak alındığını, müvekkillerinin ödedikleri aidat karşılığı daire almalarının mümkün olmadığına ilişkin iddiaları, davacıların çıkma alacağını değil, kendisine daire verilmeyen ortağa verilmesi gereken tazminatı istedikleri anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacıların isteminin daire karşılığı tazminat olarak kabul edilerek, taraf delillerinin bu çerçevede değerlendirilerek davalı kooperatifin elinde davacılara verilecek daire bulunup bulunmadığı belirlenerek oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
2- 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 98. maddesinin yollaması gereğince uygulanması gereken TTK.nun 336. maddesine göre genel olarak yönetim kurulu üyeleri şirket adına yapmış oldukları sözleşme ve işlemlerden ötürü şahsen sorumlu değillerdir. Aynı maddede 5 bent halinde açıklanan durumlar, bu genel ilkenin istisnaları olarak gösterilmiştir. Anılan istisnalardan olan 5. bent gereğince gerek kanunun, gerekse anasözleşmenin kendilerine yüklediği görevleri kasten veya ihmal sonucu olarak yapmayan yönetim kurulu üyeleri aleyhine zarar gören ortak doğrudan dava açabilir. Davacı delillerinin TTK nun 336. maddesi çerçevesinde değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle davanın husumetten reddine karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacılar yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacılar yararına takdir olunan 900,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacılara ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 14.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.