22. Hukuk Dairesi 2014/27744 E. , 2016/374 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı-karşı davalı, kıdem, ihbar tazminatı, fazla mesai, yıllık izin, ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili, asgari geçim indirimi ile ücret alacaklarının ödetilmesine, davalı-karşı davacı ise ihbar tazminatı alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, her iki davanında kabulüne karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı-karşı davalı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesinin haklı sebep olmadan işverence feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, aylık ücret, yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri ile asgari geçim indirimi alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili, davacı işçinin artık işe gelmeyeceğini söyleyerek işten ayrıldığını, takip eden günlerde de işe gelmediğini, alacak taleplerinin haksız olduğunu ileri sürerek asıl davanın reddini savunmuş; karşı davasında, işçinin bildirim yükümlülüğüne uymadan iş sözleşmesini sona erdirmesi sebebiyle müvekkili işverenin ihbar tazminatı alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle asıl davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; karşı dava hakkında ise harcının yatırılmaması sebebiyle usulüne uygun açılmış bir karşı dava bulunmadığından talep hakkında karar verilmediği açıklanmıştır.
Kararı, taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı-karşı davalının tüm, davalı-karşı davacının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Somut uyuşmazlıkta, asıl davada, dava dilekçesinde, işçiye imzalatılmak istenen bir belgenin işçi tarafından imzalanmaması sebebiyle iş sözleşmesinin işverence feshedildiği iddia edilmiştir. Cevap dilekçesinde ise, iş sözleşmesinin işçi tarafından haklı bir sebep olmadan sona erdirildiği savunulmuştur. Mahkemece, iş sözleşmesinin davalı işverence feshedildiği ve feshin haklı sebebe dayanmadığı gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatı alacakları hüküm altına alınmıştır.
Davacının 01.05.2013, 02.05.2013 ve 03.05.2013 tarihlerinde devamsızlık yaptığına ilişkin devamsızlık tutanakları dosyaya sunulmuş olup, devamsızlık tutanağı düzenleyicilerinden olan davalı tanığı ..., tutanak içeriğini doğrular mahiyette beyanda bulunmuştur. Davalı işverence, Aksaray 4. Noterliği"nin 03.05.2013 tarihli ve 2428 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile, işçinin, işe devam etmemesinin mazeretinin bildirilmesi istenilmiş, söz konusu ihtarname, işçiye 10.05.2013 tarihinde tebliğ edilmiştir. İşçi tarafından söz konusu ihtarnameye karşı cevabi bildirimde bulunulmamıştır.
Dosyaya sunulan ... kayıtlarının incelenmesinden, davacının 16.05.2013 tarihinde, ..."ya ait işyerinde işe girişinin bildirildiği anlaşılmaktadır. ..., davalı tanığı olarak mahkemece alınan beyanında, hatırlayabildiği kadarıyla davacının kendi işyerinde işe giriş tarihinin 03.05.2013 olduğunu ifade etmiştir.
Davacı tanıklarının fesihle ilgili görgüye dayalı bilgisi bulunmamaktadır. Davalı tanıkları ise beyanlarında özetle, davacının daha yüksek aylık ücretle bir iş bulduğunu beyan ederek işten ayrılacağını söylediğini, eşyalarını topladıktan sonra işten ayrıldığını bildirmişlerdir.
Dosya kapsamına ve özellikle yukarıda açıklanan delil durumuna göre, davalı işverence, davacı işçinin, herhangi bir haklı sebebe dayanmadan iş sözleşmesini feshettiği kanıtlanmıştır. Bu halde, kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.
3-Karşı davada, işveren, işçinin bildirim yükümlülüğüne uymadan iş sözleşmesini sona erdirmesi sebebiyle, ihbar tazminatı talep etmiş, ancak yargılama sürecinde karşı dava için harç yatırmamıştır. Mahkemece, karşı dava harcının yatırılması için süre verilmesi gerekirken, bu yönde bir işlem tesis edilmeden, harcın yatırılmaması gerekçesiyle karşı dava hakkında karar verilmemesi hatalı olmuştur.
4-Davacı-karşı davalı vekili, duruşmanın 19.06.2014 tarihli celsesinde, davayı ıslah etmek için mahkemeden süre talebinde bulunmuştur. Mahkemece, aynı celsede bir haftalık kesin süre verilmiştir. Davacı-karşı davalı vekili, bir haftalık süre geçtikten sonra 30.06.2014 tarihinde, dava dilekçesinde talep edilen alacak miktarlarının artırılmasına ilişkin ıslah dilekçesini sunmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 181. maddesinde, “Kısmen ıslaha başvuran tarafa, ıslah ettiği usul işlemini yapması için bir haftalık süre verilir. Bu süre içinde ıslah edilen işlem yapılmazsa, ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edilir.” hükmü düzenlenmiştir. Bu halde, mahkemece verilen süre geçtikten sonra yapılan ıslah geçersizdir. Mahkemece, ıslahın hiç yapılmamış sayılarak hüküm tesis edilmesi gerekirken, süresi geçtikten sonra sunulan ıslah dilekçesine göre karar verilmesi hatalı olmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.