13. Hukuk Dairesi 2017/6828 E. , 2019/7029 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı gayrimenkul danışmanlık hizmeti verdiğini, davalı şirketin"de halen mukim olduğu dairenin kiralanması konusunda davalıya emlak hizmeti sunulduğunu, görevin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmiş olmasına rağmen davalı tarafça yer gösterme bedeli olarak 5.900,00.-TL ödeme yapmış olduğunu, oysa verilen hizmetin karşılığının 14.443,00.-TL olduğunu, eksik ödenen kısmın tahsili için başlatılan icra takibinin ise davalının haksız itirazı ile durdurulduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına, %20"den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacı tarafın yer gösterme hizmdeti sunduğunu ve bunun karşılığının da ödendiğini, taraflar arasında bir simsarlık sözleşmesi imzalanmamış olduğunu ve T.B.K.’nun 520. maddesi gereğince taşınmazlar konusundaki tellalık sözleşmesinin yazılı yapılması gerekliliğinin kanunun amir hükmü olduğunu savunarak davanın reddi ile %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine, davacının takibe geçmekte kötüniyetli olduğu sonucuna varılarak; takibe konu reddolunan kısım üzerinden hesaplanan %20 kötüniyet tazminatı tutarı 1.708,60 TL"nin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, İcra ve İflas Kanununun İİK’nın 67. maddesine dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 67 maddesinin 2.fıkrasına göre; “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.”Kötüniyet tazminatı, takibe girişmekte kötüniyetli bulunduğu borçlu tarafından açıkça kanıtlanmış olan ya da öyle olduğu ayrıca kanıtlanmasına gerek bulunmaksızın dosya kapsamından açıkça anlaşılabilen alacaklıya yönelik bir yaptırım niteliğindedir. Anılan yasa hükmüne göre, alacaklının anılan tazminata mahkum edilebilmesi, açıkça, takibin kötüniyetle yapılmış olması koşuluna bağlanmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki, alacaklının icra takibini kötüniyetli olarak yaptığı hususu, borçlu tarafından kanıtlanmalıdır. Öğretiye ve Yargıtay uygulamasına göre, alacağının bulunmadığını bildiği veya bilmesi gereken bir durumda olduğu halde, icra takibine girişen alacaklı, kötüniyetli kabul edilir. Açıklanan bu yasal durum ve ilke çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde davalı, davacının icra takibinde kötüniyetli olduğunu yasal delillerle kanıtlayamamış olup, dosya içeriğinde de kötüniyetin varlığını açıkça ortaya koyacak bir yöne rastlanmamıştır. Hal böyle olunca, mahkemece, davalının bu istemi hakkında red kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki, yukarıda gösterilen bu yanlışın düzeltilmesi için yeniden yargılama yapılması gerekmeyip hükmün düzeltilerek onanması usulün 438/7 maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bendde açıklanan nedenlerle gerekçeli kararın hüküm başlıklı bölümünün birinci bendi ikinci paragrafında yer alan “Davacının takibe geçmekte kötüniyetli olduğu sonucuna varılarak; takibe konu reddolunan kısım üzerinden hesaplanan %20 kötüniyet tazminatı tutarı 1.708,60 TL"nin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine ” cümlesinin hükümden tamamen çıkartılmasına, yerine aynen “Koşulları oluşmadığından davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine” cümlesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 11/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.