Esas No: 2021/603
Karar No: 2021/683
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2021/603 Esas 2021/683 Karar Sayılı İlamı
T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/603 KARAR NO : 2021/683 KARAR TR : 27/12/2021 |
ÖZET: Karayolunda meydana gelen trafik kazasında uğranılan zararın tazmini istemiyle açılan davanın, 2918 sayılı Kanun"un 19/01/2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi kapsamında ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk. |
K A R A R
Davacı: M.D.
Vekili: Av. M.E.K.
Davalılar: 1- Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığı
Vekili: Av. Z.K.
2- Akçakale Belediye Başkanlığı
Vekili: Av. M.B.
I. DAVA KONUSU OLAY
1. Davacı, 25/11/2013 tarihinde yapım ve bakım çalışmalarından dolayı bozuk olan karayolunda meydana gelen trafik kazası sonucunda oluşan maddi ve manevi zararının tazmini istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.
II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ
A. İdari Yargıda
2. Şanlıurfa 1. İdare Mahkemesinin 15/06/2017 tarihli ve E.2017/798, K.2017/695 sayılı kararı ile, 2918 sayılı Kanun"un 110.maddesi uyarınca adli yargının görevli olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir.
3. Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesinin 09/11/2017 tarihli ve E.2017/3116, K.2017/2592 sayılı kararı ile, istinaf başvurusunun kesin olarak reddine karar verilmiş ve ilk derece mahkemesi kararı böylelikle kesinleşmiştir.
4. Davacı, bu kez aynı istemle adli yargı yerinde dava açmıştır.
B. Adli Yargıda
5. Akçakale Asliye Hukuk Mahkemesinin 03/12/2020 tarihli ve E.2018/9, K.2020/438 sayılı kararı ile, hizmet kusurundan kaynaklı tazminat davalarının idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
6. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin 24/03/2021 tarihli ve E.2021/442, K.2021/435 sayılı kararı ile, 2247 sayılı Kanun"un 19. maddesindeki usule uygun davranılmadığından ötürü ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
7. Akçakale Asliye Hukuk Mahkemesinin 29/06/2021 tarihli ve E.2021/291 sayılı ara kararı ile, olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
III. İLGİLİ HUKUK
A. Mevzuat
8. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 1. maddesinde, Kanun"un amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanun"un trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu Kanun"un karayollarında uygulanacağı belirtilmiştir.
9. 2918 sayılı Kanun"un, "Belediye trafik birimleri, görev ve yetkileri" başlıklı 10. maddesi şöyledir:
" Bu Kanunla belediyelere verilen görevler il ve ilçe trafik komisyonları ve mahalli trafik birimleri ile işbirliği yapılarak yürütülür.
a) Kuruluş
Her belediye başkanlığı bünyesinde, hizmet kapasitesi gözönünde tutularak İçişleri Bakanlığınca tespit edilecek ölçülere ve genel hükümlere göre, belediye trafik şube müdürlüğü, şefliği veya memurluğu kurulur.
b) Görev ve yetkiler
1. Yapım ve bakımından sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmak,
2. Gerekli görülen kavşaklara ve yerlere trafik ışıklı işaretleri, işaret levhaları koymak ve yer işaretlemeleri yapmak,
3. Karayolu yapısında ve üzerinde yapılacak çalışmalarda gerekli tedbirleri almak, aldırmak ve denetlemek,
4. Karayolunda trafik için tehlike teşkil eden engelleri gece veya gündüze göre kolayca görülebilecek şekilde işaretlemek veya ortadan kaldırmak,
5. Yol yapısı veya işaretleme yetersizliği yüzünden trafik kazalarının vukubulduğu yerlerde, yetkililerce teklif edilen tedbirleri almak,
6. Çocuklar için trafik eğitim tesisleri yapmak veya yapılmasını sağlamak,
7. Bu Kanun ve bu Kanuna göre çıkarılan yönetmeliklerle verilen diğer görevleri yapmak."
10. Öte yandan, 2918 sayılı Kanun"un 19/01/2011 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanun"un 14. maddesiyle değişik 110. maddesi şöyledir:
“İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dâhil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.
Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de, “Bu Kanun"un 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz”
B. Yargı Kararları
11. 2918 sayılı Kanun"un 110. maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle Bursa 3.Asliye Hukuk Mahkemesi ve Batman 2.Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, 26/12/2013 tarih ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararında şu gerekçe ile anılan kuralı Anayasaya aykırı görmemiş ve iptal istemini oy birliğiyle reddetmiştir:
“… Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki kimi kararlarında da belirtildiği üzere, tarihsel gelişime paralel olarak Anayasa’da adli ve idari yargı ayırımına gidilmemiş ve idari uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Danıştay yetkili kılınmıştır. Bu nedenle, genel olarak idare hukuku alanına giren konularda idari yargı, özel hukuk alanına giren konularda adli yargı görevli olacaktır. Bu durumda, idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisinin bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. Ancak, idari yargının denetimine bağlı olması gereken idari bir uyuşmazlığın çözümü, haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde kanun koyucu tarafından adli yargıya bırakılabilir. İtiraz konusu kural, trafik kazasında zarar görenin asker kişi ya da memur olmasına, aracın askeri hizmete ilişkin olmasına veya olayın hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarına göre farklı yargı kollarında görülmekte olan 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini öngörmektedir. İtiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği gibi, askeri idari yargı, idari yargı veya adli yargı kolları arasında uygulamada var olan yargı yolu belirsizliği giderilerek söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargıda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, 2918 sayılı Kanun’da tanımlanan Karayolu şeridi üzerindeki araç trafiğinden kaynaklanan sorumlulukların, özel hukuk alanına girdiği konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. İdare tarafından kamu gücünden kaynaklanan bir yetkinin kullanılması söz konusu olmadığı gibi, aynı karayolu üzerinde aynı seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle aynı tür risk üreten araçlar arasında özel-kamu ayırımı yapılmasını gerektiren bir neden de yoktur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2.,125. ve 155. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir…”
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
A. İlk İnceleme
12. Uyuşmazlık Mahkemesinin Celal Mümtaz AKINCI"nın başkanlığında, Üyeler Birol SONER, Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN"ın katılımlarıyla yapılan 27/12/2021 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun"un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, mahkemesi tarafından anılan Kanun"un 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, mahkemece adli yargı dosyasının ekinde idari yargı kararı ve kesinleşme şerhi ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.
B. Esasın İncelenmesi
13. Raportör-Hâkim Murat UÇUR"un davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ’nin davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın ise idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
14. Dava, davalı idarenin kusurundan kaynaklı olduğu iddia edilen trafik kazası nedeniyle oluştuğu ileri sürülen maddi ve manevi zararın tazmini istemiyle açılmıştır.
15. Anayasa Mahkemesinin yukarıda gerekçesine yer verilen kararı, kanun koyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, dolayısıyla 2918 sayılı Kanun"un 110. maddesinin birinci fıkrası ile öngörülen, bu Kanun’dan doğan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı bulunmadığına dair olup, esas itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasa’nın 158. maddesi uyarınca, başta Uyuşmazlık Mahkemesi olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.
16. 2918 sayılı Kanun"un 19/01/2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı ve tazminat istemine ilişkin davanın maddenin yürürlük tarihinden sonra açıldığı hususu gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanun"un, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
17. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, Akçakale Asliye Hukuk Mahkemesinin başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Davanın çözümünde ADLİ YARGI YERİNİN GÖREVLİ OLDUĞUNA,
B. Akçakale Asliye Hukuk Mahkemesinin 29/06/2021 tarihli ve E.2021/291 sayılı ara kararı kapsamındaki BAŞVURUSUNUN REDDİNE,
27/12/2021 tarihinde Üye Ahmet ARSLAN’ın KARŞI OYU ve OY ÇOKLUĞU ile KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye
Celal Mümtaz Birol Nilgün Doğan
AKINCI SONER TAŞ AĞIRMAN
Üye Üye Üye
Aydemir Nurdane Ahmet
TUNÇ TOPUZ ARSLAN
KARŞI OY
İdarenin kendi kuruluş Kanunu"nda belirlenen ve 2918 sayılı Kanun"da tekrarlanan görevlerinden, yani; yol yapım, bakım, işletme, trafik güvenliğini sağlama şeklinde yürütülen kamu hizmetlerinden kaynaklanan hukuki sorumluluğunun idare hukuku ilke ve kurallarına göre belirlenmesi; uyuşmazlığın, özel hukuktaki araç işletenin hukuki sorumluluğundan değil, davalı idare tarafından görevlerinin tam ve eksiksiz yerine getirilmediği, dolayısıyla yürütülen hizmetlerin kusurlu işletildiği, meydana gelen zararda hizmet kusuru bulunduğu iddiasından kaynaklanması karşısında uyuşmazlığın çözümünün idari yargının görevinde bulunduğu sonucuna ulaşıldığından, uyuşmazlığın çözümünde adli yargıyı görevli kabul eden çoğunluğun kararına katılmıyorum.
Üye
Ahmet ARSLAN