MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında Özdemirci Mahallesi çalışma alanında bulunan 11080 parsel sayılı 22.692,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir. Davacılar murisi ... tarafından davalılar aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan sözleşmenin tapu iptali ve tescil davası, davaya konu olan parsel hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Kadastro Mahkemesinde yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve çekişmeli taşınmazın davacıların miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6100 sayılı HMK"nın 298. maddesinin 2. fıkrasında yer alan düzenlemeye göre mahkemenin gerekçeli kararı, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Başka bir ifade ile gerekçeli karar ile hüküm fıkrasının birbirine uygun olması zorunludur. Kararların farklı ve çelişkili olması mahkemelere olan güven ilkesini zedeleyecektir. Somut olayda, mahkemenin 19.09.2014 tarihli son celsesinde tefhim edilen kısa kararda; davanın kabulüne ve çekişmeli taşınmazın davacıların miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmiş, kararın gerekçe bölümünde ise davacı tarafın iddiasını ispatlayamaması ve çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden de olmaması nedenleriyle davanın reddi ile davalılar adına miras payları oranında adlarına tescilinin gerektiği açıklanmış, aynı açıklamada; "Her ne kadar yanılgı, hüküm açıklandıktan sonra fark edilmiş ise de bu durum maddi hata sayılamayacağından (Mahkememizce hüküm açıklanmış, dosyadan el çekilmiş olup yanlışlığın giderilmesi yetki ve görevi bozma hükmü ile ancak Yüksek Yargıtay"a ait olduğundan) tavzih ile düzeltilme yoluna gidilememiş ve buna dair Mahkememizce aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." denilerek kısa karardaki hükmün aynısı gerekçeli kararın hüküm bölümüne de eklenmiştir. Belirtilen şekilde, kısa karar ve gerekçeli kararın hüküm fıkrası ile kararın gerekçe bölümü arasında çelişki oluşturulmuştur. Mahkemece oluşturulan bu çelişki, yukarıda açıklanan yasa hükmüne açıkça aykırı olduğu gibi, adalete güven ilkesini de zedeleyecek niteliktedir. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine diğer sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 08.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.