20. Hukuk Dairesi Esas No: 2019/6454 Karar No: 2020/2524
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2019/6454 Esas 2020/2524 Karar Sayılı İlamı
20. Hukuk Dairesi 2019/6454 E. , 2020/2524 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalıların paylı maliki bulundukları ... ili, ... ilçesi, 586 ada 113 sayılı parselde bulunan arsa üzerinde müvekkili ile davalılara ait bağımsız bölümlerden müteşekkil site şeklinde iki adet bina bulunduğu, her bir bağımsız bölümün değerine isabet edecek arsa payının belirlenmesi ve her bir bağımsız bölüme ait arsa payının bu şekilde tapuya kaydı ve tescili istenilmiş, mahkemece; bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın kabulüne, ... ili, ... ilçesi, ... mah. 586 ada 133 parsel sayılı anataşınmazdaki mevcut arsa paylarının iptaline, bağımsız bölümlerle ilgili arsa paylarının tespitine ve tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm bir kısım davalı vekilleri ile davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dairemizin 13/11/2017 gün ve 2017/4392 E. - 2017/9259 K. sayılı kararı ile, “Somut olayda; dava konusu taşınmazda 1994 yılında kat irtifakı kurulduğu, bilirkişi raporunda kat irtifakının kurulduğu tarih olan 1994 yılında arsa paylarının orantılı olarak dağıtılmadığı belirtilmişse de; bağımsız bölümlerin değerinde ve dolayısıyla arsa paylarının tespitinde dikkate alınmayan bu nedenle arsa payları arasında orantısızlığa yol açan somut ve haklı nedenler ortaya konulmamıştır. Dava konusu taşınmazda 1994 yılında kat irtifakı kurulduğu dikkate alındığında aradan geçen süre zarfında taşınmazda arsa paylarına herhangi bir itiraz olmadığı, bağımsız bölümlerin, kat irtifakının kurulduğu tarihteki değerlerinin yukarıda açıklanan unsurları ve bu belirlemeye göre tapu sicilinde kayıtlı arsa paylarında düzeltilmesi gereken bir yanlışlık olduğu konusunda mahkemece herhangi bir değerlendirme ve gerekçe içermeyen soyut ve genel ifadeli bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” denilerek bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılamada, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre; mahkemece bozma ilamına uygun inceleme ile verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığından, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 07/07/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.