16. Hukuk Dairesi 2018/4157 E. , 2021/623 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “Mahkemece davalı ... Müdürlüğüne husumet tevcih edilemeyeceği gerekçesiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de, mahkemenin kabulünde isabet bulunmadığı, davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosuna itiraz niteliğinde olduğu, bu tür davalarda husumetin, itiraz edenin taşınmazı aleyhine yapılan tespit sonucunda, yüzölçümü artan ya da lehine ortak sınır değiştirilen taşınmazların maliklerine yöneltilmesi gerektiği ancak, uygulama kadastrosu sonucunda lehine sınır değişikliği yapılan veya yüzölçümü artan taşınmaz veya taşınmazların bulunmaması halinde ise Kadastro Müdürlüğüne husumet yöneltilerek de dava açılabileceği, bu hususun aydınlığa kavuşturulabilmesi için de öncelikle mahallinde keşif ve uygulama yapılarak davacıya ait taşınmazın yüzölçümünde oluşan azalmanın hangi nedenden kaynaklandığının uzman fen bilirkişi raporuyla yöntemince saptanması gerektiği belirtilerek, yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile uzman fen bilirkişisinin katılımıyla mahallinde keşif yapılması, keşifte davacıya ait taşınmazın sınırlarının yerel bilirkişi kurulu ve tanık sözleriyle belirlenmesi; fen bilirkişisinden, taşınmazın yüzölçümünde oluşan eksilmenin nereden kaynaklandığını açıklayan, ilgili yönetmelik gereği davacıya ait taşınmazın sınırlarının zeminde ne şekilde bulunduğunu irdeleyen, tesis kadastrosu paftası ile uygulama kadastrosu paftasını ayrı renklerle çakıştırarak gösteren ayrıntılı rapor alınması, ulaşılacak sonuca göre; davacıya ait taşınmazın geometrik sınırlarında bir değişiklik olmadığının ve yüzölçümlerinde oluşan eksilmenin hesaplamaya dair maddi hatadan veya hesaplama yönteminden kaynaklandığının anlaşılması halinde, Kadastro Müdürlüğüne husumet yöneltilerek dava açılması yeterli görülerek davanın esastan reddine karar verilmesi, davacıya ait taşınmazın yüzölçümünde oluşan eksilmenin, komşu taşınmazlardan kaynaklandığının belirlenmesi halinde ise davasını komşu parsellerin maliklerin yöneltmesi için davacıya süre ve imkan tanınması, bu şekilde yöntemince taraf teşkili sağlandıktan sonra, davanın esasına girilerek bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, bilirkişi ... ’ın 20.10.2017 tarihli rapor ve rapora ekli "Durum Haritası" başlıklı krokisinde (A) harfi ile gösterilen 80,34 metrekarelik kısmın 103 ada 34 parselden çıkartılarak davacıya ait 103 ada 34 parsele eklenmek suretiyle, (B) harfi ile gösterilen 28,53 metrekarelik kısmın bu parselden çıkarılarak 103 ada 20 parsele dahil edilmesine, böylece 103 ada 20 parsel sayılı taşınmazın 8.847,95 metrekare yüzö+ulunan 103 ada 34 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün azaldığını ileri sürerek, Kadastro Müdürlüğünü hasım göstermek suretiyle dava açmıştır. Mahkemece davanın, davacı adına kayıtlı taşınmazın yüzölçümündeki eksiklik, hangi parsel veya parsellerden kaynaklanmışsa, o parsel malikleri aleyhine açılması gerektiği kabul edilerek, davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, hükmün temyizi üzerine hüküm, Dairemizce yukarıda özetlendiği şekilde bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamı uyarınca yapılan araştırma sonunda, davacı adına kayıtlı parselin yüzölçümündeki azalmanın komşu 103 ada 20 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklandığı kabul edilerek, 103 ada 20 parsel sayılı taşınmazın malikleri davaya dahil edilerek yargılamaya devam olunmuş ve yargılama sonunda yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Ne var ki, eldeki davada başlangıçta Kadastro Müdürlüğü davalı taraf olarak gösterilmiş olup, davacıya ait taşınmazındaki azalmanın 103 ada 20 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklandığı anlaşıldığına göre, davalı ... Müdürlüğünün, dahili davalılarla birlikte yargılama giderlerinden sorumlu tutulması isabetsiz ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün (C) ve (E) fıkralarında yer alan “davalılardan” kelimesinden önce gelmek üzere ayrı ayrı “davalı ... dışındaki” kelimelerinin yazılmasına; yine hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterilen bölüm, 103 ada 20 parsel sayılı taşınmaz dahilinde olduğu ve hükmün gerekçesinde de (A) harfi ile gösterilen bölümün 103 ada 20 parsel sayılı taşınmazdan çıkarılarak, davacı adına kayıtlı 103 ada 34 parsel sayılı taşınmaza eklenmesi gerektiğinden bahsedildiği halde, maddi hata sonucu hüküm fıkrasında (A) harfi ile gösterilen bölümün “ 103 ada 34 parselden çıkarılarak davacıya ait 103 ada 34 parsele eklenmesine” karar verilmesi isabetsiz ise de, bu hususun düzeltilmesi de yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün (A) fıkrasının 3. bendinde yer alan ... kelimelerinden sonra gelen “34” rakamının hüküm yerinden çıkarılarak, yerine “20” rakamının yazılmasına ve hükmün DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
02.02.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.