
Esas No: 2021/18315
Karar No: 2022/3006
Karar Tarihi: 10.03.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2021/18315 Esas 2022/3006 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Şanlıurfa 9. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir davada, sanık hakkında \"kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma\" suçundan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri verildiği, ancak bu tedbirlere uyulmaması nedeniyle mahkumiyet kararı verildiği belirtilmiştir. Ancak, daha sonra yapılan incelemede tebligatın usulsüz yapıldığı ortaya çıkmıştır. Ayrıca, suç tarihi itibarıyla atılı suç için öngörülen dava zamanaşımı süresinin dolduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle, mahkeme kararı bozularak sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşmüştür. Kararda, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2. maddesi ve fıkrası, 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi ve 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesi ile 5271 sayılı CMK'nın 223. maddesinin 8. fıkrası da detaylı şekilde açıklanmıştır.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : ŞANLIURFA 9. Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
26/04/2012 tarihli hükmün sanığın yokluğunda verildiği, gerekçeli karar tebliğinin ise doğrudan sanığın MERNİS adresine Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi kapsamında muhtara teslim edildiği anlaşılmış olup; 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2. madde ve fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntemin benimsenmiş olması karşısında, öncelikle bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, mercii tarafından tebligata 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 23/1-8 ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği gözetilmeksizin yapılan tebliğin usulsüz olduğu anlaşıldığından, tebliğnamedeki ret görüşüne iştirak edilmemiş ve sanığın temyiz isteminin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu kabul edilerek 13/09/2017 tarihli temyiz isteminin reddine ilişkin ek karar kaldırılarak yapılan incelemede;
Hüküm tarihinden itibaren, temyiz incelemesinin yapıldığı tarihe kadar 5237 sayılı TCK’nın 66. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinde suç tarihi itibarıyla atılı suç için öngörülen 8 yıllık dava zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından; diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA; bozma sebebine göre, 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 1. fıkrası ve 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 5271 sayılı CMK’nın 223. maddesinin 8. fıkrası gereğince sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 10/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.