Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/2037
Karar No: 2012/954
Karar Tarihi: 13.02.2012

Alacak Davası - Islah - Itirazın İptali - Vekaletnamede Özel Yetki - Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/2037 Esas 2012/954 Karar Sayılı İlamı

 

 

23. Hukuk Dairesi 2011/2037 E., 2012/954 K.

23. Hukuk Dairesi 2011/2037 E., 2012/954 K.

  • ALACAK DAVASI
  • ISLAH
  • İTİRAZIN İPTALİ
  • VEKALETNAMEDE ÖZEL YETKİ

 

  • 6100 S. HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU [ Madde 74 ]
  • 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 87 ]

"İçtihat Metni"

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatif üyesi iken ekonomik nedenlerle 18.04.2009 tarihinde kooperatif üyeliğinden istifa ettiğini, 15.400,00 TL aidat bedelinin ödenmesi için kooperatife noter kanalıyla ihtar çektiğini ancak, ödeme yapılmadığını, toplam 15.703,78 TL üzerinden başlatılan icra takibine de itiraz edildiğini, itirazın tamamen kötüniyetle yapıldığını ileri sürerek, itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiş, davacı davasını ıslah ederek, davalıdan 15.400,00 TL alacaklı olduğunun hüküm altına alınmasını, bu alacağa bilançonun kesinleşmesini takip eden bir aydan sonra yasal faiz ödenmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davacının davasını değiştirmesine ve genişletmesine muvafakat etmediklerini, bir alacak var ise de dava tarihi itibariyle muaccel olmadığını, davacı vekilinin ıslah yetkisinin bulunmadığını, yapılan ıslahın hüküm doğurmayacağını savunarak, itirazın iptali davasının reddi ile müvekkili lehine %40 tazminata karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davalı kooperatif üyesi olduğu, toplam 15.400,00 TL aidat ödediği, 18.04.2009 tarihinde kooperatiften ayrıldığı, 2009 yılına ait genel kurulun yapıldığı 21.04.2010 tarihinden itibaren bir ayın sonunda 22.05.2010 tarihinde aidatların davacıya iade edilmesi gerekirken iade edilmediği, bu tarih itibariyle davalının temerrüde düştüğü, dava başlangıçta itirazın iptali davası olarak açılsa da 25.02.2011 tarihinde ıslah edilerek alacak istemine dönüştüğü, davaların çözümünde 3 temel ilke olan basitlik, çabukluk ve ucuzluk ilkeleri nazara alındığında ihtilafın çözümünün alacak olarak yürütülmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile, ıslah nazara alınarak 15.400,00 TL"nin 22.05.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

1- Dava, çıkma payı alacağı nedeniyle başlatılan takibe yapılan itirazın iptali olarak açıldıktan sonra, davacı vekili mahkemeye verdiği 25.02.2011 havale tarihli dilekçeyle davayı alacak davası olarak ıslah ettiğini bildirmiştir. Mahkemece, davanın ıslahla alacak davasına dönüştüğü kabul edilerek davanın kabulü yönünde hüküm kurulmuştur.

Davacı vekilinin itirazın iptali olarak açtığı davasını, alacak davasına çevirmesi, davanın tamamen ıslahı niteliğindedir. Gerek doktrinde (Bkz. Prof. Dr. Baki Kuru, "Hukuk Muhakemeleri Usulü" 6. Baskı, Cilt: IV, sh. 3984), gerekse Yargıtay içtihatlarında (Y.11.HD. 17.04.2008, 2007/3451 Esas, 2008/5198 Karar) davanın tamamen ıslahı için vekaletnamede vekile bu konuda özel yetki verilmiş olması gerekmektedir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 74. maddesinde de davanın tamamen ıslahı için vekaletnamede özel yetkinin bulunması gerektiği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda ise, davacı vekilinin vekaletnamesinde davanın tamamen ıslah yetkisinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, ıslah yetkisi bulunmayan vekilce verilen ıslah dilekçesi üzerine eksiklik gi-derilmemiş olup, davanın alacak davasına dönüştüğü kabul edilerek, alacak davası yönünden hüküm kurması doğru bulunmamıştır.

Kabule göre de, HUMK"nın 87. maddesi hükmünce, davanın tamamen ıslah durumunda, dava dilekçesinden itibaren bütün usul işlemlerinin yapılmamış sayılmasını gerektirir. Geçerli olarak yapılan tam ıslah işlemi üzerine, yeni bir dava açılmamış sayılacak, tamamen ıslah edilen dava ilk açılan davanın devamı niteliğinde olduğundan bunun doğal sonucu olarak ıslahın etkisi dava tarihi itibariyle sonuç doğuracaktır. Davanın tamamen ıslahında ıslah olunan dava, ilk dava gününde açılmış sayılacaktır (Bkz. Prof. Dr. Baki Kuru, "Hukuk Muhakemeleri Usulü" 6. Baskı, Cilt: 4, sh. 3998 vd.). Dava çıkma payına ilişkin olup, Kooperatifler Kanunu"nun 17. ve anasözleşmenin 15. maddesi uyarınca davacının alacağı en erken, istifa ettiği 2009 yılı bilançosunun kabul edildiği 21.04.2010 tarihinden bir ay sonrası olan 22.05.2010 tarihi itibariyle muaccel olmuştur. Bu durumda, 15.04.2010 tarihinde açılan dava erken olup, davanın bu nedenle reddi gerekirken, alacağın muaccel olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü doğru görülmemiştir.

2- Bozma neden ve şekline göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.

S o n u ç: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına (BOZULMASINA), (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 13.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
 

 

 

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi