3. Hukuk Dairesi 2014/11038 E. , 2014/14723 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : DENİZLİ 1. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/04/2014
NUMARASI : 2013/613-2014/265
Taraflar arasında görülen tedbir nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 1994 yılında evlendiklerini, müşterek iki tane çocuklarının olduğunu, tarafların en son 27/07/2013 günü Didim"de yazlık evlerinde iken tartışma yaşandığını, davalının davacıyı darp ederek evden kovduğunu ve çocuklarına da kötü davranarak okul ve dersane masraflarını vermeyeceğini beyan ettiğini, müvekkilinin ev hanımı olup, hiç gelirinin olmadığını, aynı apartmanda oturan kardeşinin yanına sığındığını, davalının Pamukkale Üniversitesinde okutman olarak çalıştığını, aylık 4.000,00 TL civarında maaş aldığını, çok sayıda taşınmazı, işyeri ve kira gelirlerinin ve bankalarda mevduat hesaplarının olduğunu, hayat standardınının çok yüksek olduğunu ileri sürerek, müvekkili için aylık 3.000,00 TL, müşterek çocuklar için ayrı ayrı 1.500,00"er TL"den toplam 3.000,00 TL olmak üzere toplam 6.000,00 TL aylık tedbir nafakasının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin eşiyle uzun zamandır geçimsizlik içinde bulunduğunu, bunun davacının kusurlu olmasından kaynaklandığını, çocuklarını ihmal etmediğini, görevinden dolayı aylık gelirinin 2.500,00 TL olduğunu, kira gelirleri olan taşınmazların ailenin ortak malı olduğunu, elde edilen kira gelirlerinin hisseler oranında paylaşıldığını savunarak, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile ayrı yaşamada haklı olan davacı için dava tarihi olan 06/09/2013 tarihinden itibaren aylık 500,00 TL ve anne yanında bulunan tarafların müşterek çocukları için ayrı ayrı aylık 400,00"er TL olmak üzere toplam aylık 1.300,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Dava, ayrı yaşamda haklılık nedenine dayalı olarak açılmış, tedbir nafakası talebine ilişkindir.
Türk Medeni Kanunu"nun 197.maddesine göre, ayrı yaşamakta hakkı olan eş diğer eşten tedbir nafakası isteminde bulunabilir. Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenlemeler gereği eşler evlilik birliğinin giderlerine güçleri oranında katılmak zorundadırlar (TMK.madde 186/son). Buna göre evlilik birliğinin ortak giderleri olan kira, elektrik, yakıt, su ve benzeri giderlere davalı eş katılmak zorundadır.
Bu bağlamda; tedbir nafakası miktarı tayin edilirken, birliğin giderlerine katılmada eşlerin "ekonomik güçleri" ile müşterek yaşam sırasında davalının eş ve çocuklarına sağlamış olduğu yaşam düzeyi dikkate alınmalı, hakim; eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyelerinin ayrı yaşamaları halinde de korumaları gerektiğini gözetmelidir.
Somut olayda; kolluk araştırmasına göre, davacının ev hanımı olduğu, kardeşinin yanında çocukları ile birlikte yaşadığı, gelirinin olmadığı, geçiminin kardeşi tarafından sağlandığı müşterek çocukların 1996 ve 2002 doğumlu olduğu okul ve dershaneye gittikleri; davalının ise Pamukkale Üniversitesinde ingilizce okutmanı olarak çalıştığı, 2.455,00 TL maaşının olduğu, ayrıca üzerine kayıtlı muhtelif taşınmazların olduğu, 1.000 TL kira gelirinin olduğu, Garanti bankası hesabında 130.544 ve 29.500 TL"lik hisse senedinin olduğu, yine davacı tarafından davalının dava dışı üçüncü şahıslarla kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptığını bu sözleşmeye istinaden tarafına iki adet daire verileceğinin belirtildiği ve buna ilişkin belgelerin dosyaya ibraz edildiği anlaşılmaktadır.
Evlilik birliğinin kendisine yüklediği görevleri yerine getirmeyen ve birlikte yaşamdan kaçınan kişi davalı olduğundan davacının ayrı yaşamakta haklı olduğu açıktır.
Hal böyle olunca mahkemece; davalı kocanın tesbit edilen geliri ile orantılı olacak şekilde ödemede zorlamayacak, onu zarurete düşürmeyecek şekilde TMK.nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesine göre uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekirken, çocuklar lehine az miktarda nafaka takdiri usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.