16. Hukuk Dairesi 2018/2893 E. , 2021/621 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
...
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama kadastrosu sırasında, ...,... Mahallesi çalışma alanında ve tapuda ... ve müşterekleri adına kayıtlı bulunan eski 970 parsel sayılı 46.000,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 362 ada 17 parsel numarasıyla ve 58.592,84 metrekare yüzölçümlü olarak; davacı ... ve müştereği dava dışı ... adına kayıtlı bulunan eski 971 parsel sayılı 45.000,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 362 ada 18 parsel numarasıyla ve 40.009,10 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacı ..., uygulama kadastrosu sırasında, paylı olarak adına kayıtlı bulunan 362 ada 18 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün azaldığını ve söz konusu eksikliğin aynı ada 17 parsel sayılı taşınmazda kaldığını ileri sürerek dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, dava konusu 362 ada 17 ve 18 parsel sayılı taşınmazların uygulama tespiti gibi tescillerine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 22/2-a maddesinden kaynaklanan uygulama kadastrosu tespitine itiraza ilişkindir. Mahkemece, uygulama kadastrosu faaliyetlerinin kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapıldığı, davacının paylı olarak adına kayıtlı bulunan taşınmazın yüzölçümündeki farkın, tesis kadastrosu sırasında kullanılan ölçüm tekniği ve alan hesaplama yöntemindeki yetersizlikten kaynaklandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı ...’ın kayıt maliki olduğu (eski 971) yeni 362 ada 18 parsel sayılı taşınmazın paylı mülkiyet rejimine tabi olduğu, ancak paydaşlardan ...’ın davada taraf olmadığı anlaşılmaktadır. Davanın niteliği itibariyle verilecek hüküm, tüm paydaşların hukukunu etkileyeceğinden, davanın bütün paydaşlar tarafından birlikte açılması veya davaya, paydaşların tamamının katılımının sağlanması suretiyle devam edilmesi gerekmektedir. Ne var ki Mahkemece, bu gereğe riayet edilmemiş ve aktif dava ehliyetindeki bu eksiklik gözden kaçırılmıştır.
Hal böyle olunca; Mahkemece, öncelikle davacıya, kayıt maliki olduğu taşınmazın diğer paydaşı olan ...’ın davaya katılımını sağlaması için süre ve imkan tanınmalı, bu şekilde aktif dava ehliyetindeki eksikliğin giderilmesi halinde yargılamaya devamla sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yön göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.02.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.