19. Hukuk Dairesi 2014/4659 E. , 2014/8118 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 17. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 21/11/2013
NUMARASI : 2006/352-2013/456
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili aleyhine davalılardan K.. S.. tarafından bonoya dayalı olarak icra takibine girişildiğini, müvekkilinin muhasebeci olup, davalılardan İ.. B.."in muhasebe işlerini yürüttüğünü, davalı İ.. B.."in Bağkur borçlarını yatırması için müvekkiline elden 4.400,00 TL para verdiğini, bu miktarın taksitler halinde Bağkur"a ödendiğini, ancak sonradan davalı İ.. B.. tarafından 8.000,00 TL verildiği iddia edilerek kalan paranın iadesinin istendiğini, müvekkilinin kabul etmemesi üzerine davalıların kendisine zorla ve tehdit altında bono imzalattığını, davalılardan K.. S.." ye tehdit altında toplam 2.200,00 TL ödeme yaptığını, buna rağmen dava konusu boş bononun davalı İ.. B.. adına 18.000,00 TL miktar üzerinden doldurularak anılan davalı tarafından diğer davalı K.. S.."ye ciro edildiğini ileri sürerek bono ve bonoya dayalı icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitine ve tehdit altında ödenen 6.600,00 TL nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep dava etmiştir.
Davalı İ.. B.. vekili, davacının müvekkilinin muhasebe işlerini yürüttüğünü, müvekkilinin Bağkur pirimlerini ödemesi için davacıya 8.000,00 TL para verdiğini ancak davacının bu parayı Bağkura yatırmadığını, bundan dolayı müvekkilinin sosyal güvenceden yararlanamadığını, 10.000,00 TL lik sağlık giderlerini kendisinin karşılamak zorunda kaldığını, bunların karşılığında bononun alındığını, borcuna karşılık olarak da bononun diğer davalı K.. S.."ye ciro ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı K.. S.., kendisinin bonoda ciranta olup, takip alacaklısı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece toplanan deliller doğrultusunda, davacı yanca bononun tehdit yoluyla alındığının ispat edilemediği, davalılar hakkındaki ceza yargılamasında beraat kararı verildiği, kararın temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiği, ihdas hanesi boş bırakılan takibe konu bonodan dolayı davacının 8.018,00 TL miktardan sorumlu olmadığı gerekçesiyle davacının takip konusu bono kadar borçlu olmadığına yönelik isteminin kısmen kabulü ile bono bedelinden 8.018,00 TL ana para borçlu olmadığının tespitine, davacının 6.600,00 TL ödemesi hesaplamada dikkate alındığından bu miktarın tahsili ve diğer fazlaya ilişkin istemlerinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, icra takibine konu bonodan dolayı menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece takibe konu 18.000,00 TL bedelli bonoya ilişkin olarak davacının toplam 9.982,00 TL lik ana para borcu olduğu, bono bedelinin bakiye 8.018,00 TL lik kısmından borçlu olmadığı, davacının 6.600,00 TL ödemesinin hesaplamada dikkate alındığından istirdat talebinin uygun bulunmadığı şeklinde gerekçe oluşturulmuş ise de, mahkemece yapılan hesaplamanın denetime imkan verecek ve sonuca varacak açıklıkta olmadığı gibi kabul edilen davacı ödemesinin hesaplamada dikkate alınmadığından bu yönden yerel mahkeme kararının gerekçesinde çelişkiye düşülmüştür. Hal böyle olunca hükmün bu çelişki nedeniyle (HUMK"nun 381. ve 388.) HMK"nun 294. ve 297. maddeleri gereğince bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 30.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.