Esas No: 2021/40369
Karar No: 2022/3898
Karar Tarihi: 09.03.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/40369 Esas 2022/3898 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, resmi belgede sahtecilik suçundan hükümlü olan sanığın yargılamasının yenilenmesi talebini kabul etmiştir. Ancak savcı görüşü alınmadan ve deliller toplanmadan yeni bir karar verildiği için bu hususun CMK'ye aykırı olduğu belirtilmiştir. Sanığın suça konu çekleri oğlu tanık tarafından rızasıyla keşide edildiği ve ticari bir ilişki sonucu katılan firmaya karşılık verildiği iddia edilmiştir. Ancak gerçeğin tam olarak ortaya çıkarılması için katılan temsilcisi duruşmaya davet edilerek daha önceki alınan çeklerin tanzim edilip edilmediği sorulmalıdır. Mahkeme, bu nedenlerle verilen kararı bozmuştur.
Kanun maddeleri:
- 5271 sayılı CMK'nin 319 ve 320. maddeleri
- 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi
- 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesi
- CMK'nin 323/1. maddesi
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
Hükümlü müdafisinin, Mahkemece yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulü üzerine verilen, önceki mahkumiyet hükmünün onanmasına dair 14.06.2016 tarihli ek karara yönelik temyiz isteminde bulunduğu belirlenerek yapılan incelemede;
A) Yargılamanın yenilenmesi talebinin kabule değer olup olmadığının değerlendirilmesi sırasında talebin Cumhuriyet savcısına tebliğ edilip yedi gün içerisinde diyecekleri sorulmadan, delillerin toplanmaması ya da buna gerek görülmediği takdirde verilecek yeni karar öncesinde Cumhuriyet savcısından görüş istenilmeden karar verilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK'nin 319 ve 320. maddelerine aykırı davranılması,
B) Kabule göre de;
1) Hükümlünün, vekaletnamesi olmadığı halde oğlu olan tanık ....'a ait çek hesabından keşide ettiği suça konu üç adet çeki daha önceden ticari ilişki içinde bulunduğu katılan firmadan aldığı una karşılık verdiği ve bu şekilde zincirleme olarak resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia ve kabul olunduğu kamu davasında; hükümlü savunmasında, suça konu çekleri keşideci olan oğlu tanık...'ın rızası ile keşide ederek satın aldığı un karşılığında katılan şirkete verdiğini, suç kastı olmadığını, borcu da inkâr etmediğini, ekonomik kriz yüzünden çekleri ödeyemediğini savunduğu, yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulü üzerine yapılan yargılama aşamasında dinlenen tanık...'ın, babası olan hükümlü ile beraber un deposu çalıştırdıklarını, resmi evrakların adına olduğunu ancak birlikte çalıştıklarını, fırıncılarla arası iyi olduğu için genelde babasının muhatap olduğunu, çekleri genelikle kendisinin yazdığını, askere gitmeden önce bu konuyu uncularla görüştüklerini, kendi adına babasının imza atıp atmayacağını sorduğunu, onların da sorun olmayacağını söylediklerini, bunun üzerine birlikte karar aldıklarını ve babasının çekleri imzaladığını, bunların çoğunun ödendiğini ancak daha sonra ekonomik sorun nedeniyle birkaç tanesi ödenmeyince sıkıntı olduğunu, çekleri verdikleri şahısların genel olarak durumu bildiklerini, öncesinde sorun olmadığı için çekleri kabul ettiklerini beyan ettiği, katılan vekilinin şikayet dilekçesinde, .... İlk, ...İlk ve hükümlüden oluşan adi ortaklığa uzun seneler un sattıklarını ve karşılığında çekler aldıklarını, şikayete konu çeklerden önce tüm çeklerin bankalarca ödendiğini ve bir sorun çıkmadığını ifade ettiğinin anlaşılması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya konulması bakımından, katılanla olan ticari ilişkisinde suça konu çekler dışında sanık tarafından keşide edilip bedeli ödenen çekler bulunup bulunmadığının araştırılması, katılan temsilcisi duruşmaya davet edilerek daha önceki alınmış çek ve senetlerin kim tarafından düzenlenip kendilerine tevdi edildiği hususu ile sanık savunması ve tanık beyanına karşı diyeceklerinin sorulması, ihtiyaç duyulursa bilirkişi incelemesi yaptırılıp, sanık tarafından tanzim edilip edilmediğinin saptanması ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu önceki hükmün onaylanması,
2) Hükümlü hakkında CMK'nin 323/1. maddesi uyarınca önceki hükmün onaylanmasına karar verilmesi gerekirken, onanmasına karar verilmesi,
3) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, hükümlü müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 09.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.